Millete Sesleniş konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hazırlıkları süratle tamamlayarak 24 Temmuz 2020 Cuma günü, cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz" dedi.
Ayasofya kararının ardından Millete Sesleniş konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Hazırlıkları süratle tamamlayarak 24 Temmuz 2020 Cuma günü, cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz" dedi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Çıkardığımız bir düzenleme ile Ayasofya'nın cami olarak açılmasını sağladık. 86 yıl sonra yeniden cami olarak hizmet vermeye başlayabilecek. Müze statüsünde çıkması ile birlikte Ayasofya'ya ücretli giriş uygulamasını da kaldırıyoruz. Tüm camilerimiz gibi Ayasofya'nın kapıları herkese açık olacaktır. İnsanlığın ortak mirası Ayasofya, yeni statüsüyle herkesi kucaklamaya, çok daha samimi, çok daha özgün şekilde devam edecek."
İLK NAMAZ 24 TEMMUZ'DA
Hazırlıkları süratle tamamlayarak 24 Temmuz 2020 Cuma günü, cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz. 24 Temmuz'a kadar tüm milletimden camideki çalışmaların süratle yürümesi ve hazırlıkların bitmesi için buralarda ziyaret, burayı görme gibi telaşın içerisine girmenin doğru olmayacağını aziz milletime hatırlatmak istiyorum.
Herkesi, ülkemizin yargı ve yürütme organları tarafından alınan Ayasofya kararına saygılı olmaya davet ediyorum. Bu konuda, görüş belirtmenin ötesindeki her türlü tavrı ve ifadeyi, bağımsızlığımızın ihlali olarak kabul ederiz. Ayasofya'nın hangi alanda kullanılacağı konusu Türkiye'nin egemenlik hakları ile ilgilidir. Türkiye'nin kararı sadece kendi iç hukuku ve tarihi hakları ile ilgilidir.
Özellikle tarihimizin en şanlı sayfaları arasında İstanbul'un fethi yer alır. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethederek şehri giren Fatih Sultan Mehmet Han doğrudan Ayasofya'ya yönelir. İstanbul'un Fatihi fetih sembolü olarak, Ayasfoya'nın olduğu yere diker. Kubbeye bir ok fırlatır ve ilk ezanı da kendi okur. Böylece fethini tescillemiş olur. 2 rekat namaz kılar. Bu davranışı Ayasofya'yı camiye çevirdiğini gösterir. Fatih'in teslim aldığı Ayasofya, yakılıp yıkıldığı için 3. kez inşa edilmiş bir eserdir. 3 günlük hummalı bir çalışma ile Ayasofya namaza hazır hale getirir.
Ayasofya'daki ilk hutbeyi yine icra eder. Fatih Sultan Mehmet Han'dan itibaren her padişah Ayasofya'yı daha da güzelleştirmek gayreti içinde olmuştur. Ülkemizde ibadete açık 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor. Bu manzara, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören anlayışımızın tezahürü. Ayasofya'nın Kültür hazinesi sıfatına halel getirmeyeceğiz. Ayasofya'nın bu milletin her ferdinin gönlünde ayrı bir yolu olmuştur.
Medeniyet tarihimizin en önemli isimlerinden olan Mimar Sinan, Ayasfoya'ya katkı yapan en önemli isimlerin başında geliyor. 481 yılda bu hale geldi. Yaptığı katkılar ve sahiplenişi ile milletimizin bugün insanlık mirasının en önemli eserlerinden gösterilen Ayasofya üzerinde hakkı daha fazladır. Kendi medeniyetimizin inşa ve ihya etme üzerine kurulu duruşumuzu koruyoruz.
1 Şubat 1935 tarihinde Ayasofya Müze olarak açılır. Ecdad yadigari eser kapalı olduğu süre boyunca büyük bir kıyıma maruz kalır. Ayasofya'nın zeminindeki nadide halılar kesilerek, sağa sola dağıtılır. Hala yerinde duran şahane levhalar dışarı çıkarılamadığı için depoya kaldırılır. Ayasfoya'nın cami olduğu zamandan hiçbir şey kalmasın isteyenler neredeyse minareler dahi yıkılacaktır. Tarihçi ve müzeci İbrahim Hakkı Konyalı hemen bir rapor yazar. Minareler yıkılırsa Ayasofya da yıkılır raporu ile minareler kurtulur. Bu karar tarihe ihanet olmanın yanında, hukuka da ihanettir."