Geçtiğimiz günlerde MHP Gaziantep Milletvekili Semih Yalçın, Siyasetin Kandıralısı ifadesini kullanmıştı. Kandıra Belediye Başkanı Ünal Köken, Yalçının bu söylemi üzerine bir açıklamada bulundu.
Köken açıklamasında Siyaset halka hizmet odak noktası olduğu sürece geçerli bir söz söyleme sanatı olacaktır. Gerilim siyasetine asla yüz vermeyen, bu siyaset anlayışından asla ayrılmayan çizgimizi her geçen gün vatandaşımıza hizmet adına daha da geliştiriyoruz. Bizler her daim sadece milletin sesine kulak veriyoruz. Her şartta o sesin tercümanı oluyoruz. Çatışmacı siyaset anlayışı topluma ağır maliyetler ödetmiş, demokrasiyi her zaman zaafa uğratmış, ülkeye zaman kaybettirmiştir. Bu söylemlere dayalı siyasetler sonuç olarak her zaman kendi kendini tüketmiştir. Bizler bu tür çatışmacı siyasetten ne kadar uzak kalsak da bazı çevreler bulundukları makam ve mevkilere yakışmayan üsluplarıyla siyaset yapmaya devam etmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlunun, Sivas olaylarını değerlendirdiği bir konuşmasına istinaden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, kaynağının nasıl olduğunu bilmediğimiz, düşüncesinde sebebin ne olduğunu anlayamadığımız bir söylemde bulunarak Bugünün atıcı Başbakanına Sallama Kandıralı diyoruz gibi talihsiz bir açıklama da bulunmuştur. Bu çirkin söylemine devam eden Yalçın, Bundan böyle Davutoğlu sadece politik müfteri değil, siyasetin Kandıralısıdır. Bir kışla fıkrasına göre askerî talim sırasında bölüğün yürüyüş nizamına ayak uyduramayan ve bir türlü eğitilemeyen Kandıralı ere komutan, her seferinde Bölük dur! Kandıralı sen de dur! demek zorunda kalır. Teşbihte hata olmayacağına göre Davutoğlu da AKP bölüğünün Kandıralısıdır ifadelerini kullanmıştır.
Bizler elbette o günleri yaşayıp görmedik. Fakat Kandıra insanını bu tür söylem ve ifadelerle küçültmek isteyenler var. Oysa bu hikâyenin kaynağı kentimiz insanın saf ve mütevazı kimliği ile doğru orantılıdır. Hikâyenin aslını bilmeyen Sayın Semih Yalçına o hikâyenin aslını iletmek isteriz. Kandıralı genç askere hazırlanmaktadır. Annesi sürekli olarak komutanlarının emrinden çıkmamasını, aksi takdirde emdirdiği sütünü helal etmeyeceğini bildirir ve genç bu telkinlerle asker olur. Henüz acemi birliğinin ilk günleridir. Kim ne iş buyurursa hile yapmaz, çalışır ve gel zaman git zaman, Kandıralı genç asker bölük komutanının dikkatini çeker. Bölük komutanı, Sürekli olarak çalışıyorsun, cezamı alıyorsun? diye sorar Kandıralı gence, o da Hayır komutanım. Annemin vasiyetini tutmak için böyle davranıyorum der. Bölük komutanı da der ki, Bu bölüğün en büyük komutanı benim. Bundan sonra benim emrim haricinde kimseyi dinlemeyeceksin der. Ertesi gün Tabur komutanı bölüğü denetlemeye gelir. Bölük komutanı bölüğü toplar, yürü komutunu verir. Ancak bölük ahenkli yürüyemez ve tabur komutanını kızdırır. Tabur komutanı Bölük dur! der, Kandıralı da dur komutunu verenin, bölük komutanı olmadığından yürümeye devam eder. Daha sonra bölük komutanı Kandıralı sende dur der. O gün bu gündür, Bölük dur! Kandıralı sende dur denir. Acı olan şudur ki, Kandıralı annenin düşüncesi ile kınalı kuzunun hikâyesi aynıdır aslında. Fakat bu olayın gerçek yüzü bilinmediğinden, olay ironik yönü ile anılmaktadır. Bilinçsizce yapılan açıklamaları oldukça vahim buluyor ve kınıyoruz. Kandıralı olmak bu toprakların evlatları olarak bizler için her zaman büyük bir gurur ve onur kaynağı olmuştur. Sallama Kandıralı gibi söylemler MHPde siyaset yapan bir kişiye ve Genel Başkan Yardımcılığı gibi bir makama yakışmamaktadır. Bu söylemi söyleyen kişileri bireysel olarak değil, bağlı bulundukları siyasi görüş olarak değerlendirmekteyiz. Kandıra halkı olarak bu söylemin sahiplerinden amacına yönelik bir açıklama beklemekteyiz. Amacı ve sebebi her ne olursa olsun, söylenmek istenen küçümseyici ifade tarzını kınıyoruz. Sayın Başbakanımızın bir Kandıralı olarak görülmesi ve ifade edilmesi bizler için büyük bir şereftir. Kandıramızdan Başbakan, Dış işleri Bakanı, Sağlık Bakanı çıkmıştır. Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu bizlerin bundan sonra da fahri hemşehrisidir.