CHP’nin yaşam hakkı mitingi bugün İstanbul Beşiktaş Meydanı'nda gerçekleşti. Mitinge CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı, CHP Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko, Derince Belediye Başkanı Sertif Gökçe, CHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler katılım gösterdi
Cumhuriyet Halk Partisi düzenlediği "Teröre ve Şiddete Karşı Yaşam Hakkı" Mitingi bugün İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda gerçekleşti. Miting alanında konuşma yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları söyledi: “Bugün benim sözümü dinlemeye gelen her birinizin önünde saygıyla eğiliyorum. Çarşamba günü TUSAŞ’ımıza yönelik saldırıda şehit olanlar ve Türkiye Cumhuriyeti için canlarını veren tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Bu mitingi terör saldırısından önce planlamıştık, kadınların çocukların, bebeklerin ve sokaktaki canların yaşam hakkını savunmak için burada toplanacaktık. Çarşamba günü hain terör saldırısını yaşadık, bu mitingin ertelenmesi gündemdeydi ama terörün amacı bizi susturmakken, terörün amacı bizlerde yaratacağı korkuyla bizlere istikamet dayatmakken, buraya koşup gelenlere, 10 binlere binlerce teşekkür, binlerce selam olsun. Bu ülkenin geleceğine ipotek koymaya çalışan teröre hayatımızın her alanını esir almaya çalışan şiddete karşı bir araya geldik.
“SİZİN KORUDUĞUNUZ ZİHNİYETİN NE ZAMAN BAŞ KALDIRACAĞI BELLİ DEĞİL”
Ülkemiz yıllardır PKK terör örgütünün saldırısına maruz kalmış, işçiler, emekçiler, kamu emekçileri bu saldırının hedefi olmuş ve kanlarını dökmüşlerdir, Türkiye Cumhuriyeti teröre teslim olmayacaktır. Bugün yaşam hakkı için buradayız. Bu iktidar Türkiye’yi herkes için güvensiz hale getirmiştir. Kadınlarımız, yurttaşlarımız ve çocuklarımız güvende değildir. Türkiye de 2 kadından biri şiddet görüyor bu ülkede ve kadınların yüzde 70 i geceleri sokakta yürürken korku duyuyorlar. Bütün Meclis mutabakatla oy verdiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nden bu milletin temsilcilerinin oybirliği ile girdiği sözleşmeden, bir gecede HÜDA PAR'a verdiği sözü tutmak için o sözleşmeden çekilen kişi, kadınların, çocukların arkasından devleti çeken kişidir. Tarih önünde sorumludur. Saygın araştırma şirketlerinin raporları göre bu ülkede çocukların güvende olmadığını ortaya koyuyor. Yeterli sayıda devlet yurdu yapmayan ve yoksul evlatlarımızı cemaat yurtlarına yitip giden çocuklarımızdan bu iktidar sorumludur. Bu iktidar öğrencilerin barınma sorununu bile bile çözmemektedir. Türkiyenin dört bir yanında öğrencilerin barınma sorununu çözmeye çalışan tüm belediyelerimizin alınlarından öpüyoruz. Cemaat ve Tarikatleri koruyup kollayan iktidara buradan sesleniyoruz. Sizin koruduğunuz zihniyetin 15 Temmuz akşamı olduğu gibi ne zaman baş kaldıracağı belli değildir.
“SAĞLIK BAKANI BİR GÜN DAHA O KOLTUKTA OTURMAMALIDIR”
Bu ülke MESEM projesi kapsamında 15 yaşında hayatını kaybeden çocukları, bu ülke 8 yaşındaki Narin’i koruyamadı, bu ülke 2 yaşındaki Sıla bebeği koruyamadı. Cumhuriyet Halk Partisi Narinler ölmesin diye dimdik ayakta. Bu ülkede bebekler korunamıyor. 12 tane yavrumuz para için bir çetenin kurbanı oldu. Biri savcıyı tehdit etti, kamuoyu duydu ve infial olduğu için ortaya çıktı her şey ve o hastaneler kapatıldı. Açıkça söylüyorum, herkesin gözü önünde ibreti alem olsun diye o hastanelerin askıya alınan ruhsatları, başka isimle yeniden önümüze gelmesin diye, mahkeme kararıyla yürütmeyi durdurmalar olmasın diye, o hastaneleri bedelsiz kamulaştırmamız lazım. Haydi getirin Meclis'e bunu yapalım. Bugünkü sağlık bakanı, o günkü İstanbul İl Sağlık Müdürüdür, bir gün daha o koltukta oturmamalıdır. Bu bakan mı sorumlu, o bakan mı sorumlu, önceki mi sorumlu? İfade edeyim ki bir tane var baş sorumlu, aynı kalemle bugünkü bakanı da atayan, o günkü bakanı da atayan Recep Tayyip Erdoğan.
“BU ÜLKEDE KADINLAR VE BEBEKLER GÜVENDE DEĞİL”
Toplumumuzun en büyük sorunu uyuşturucudur, anketlere göre toplumun yüzde 88 i uyuşturucunun tuzağına düşmüştür. Diğer bir yaşam hakkı ihlali de iş cinayetleridir. Maalesef bu ülkede bir sabah uyanıyoruz, 8 yaşında bir kız çocuğu öldürülmüş, bir sabah uyanıyoruz gencecik bir kadın boğazı kesilmiş surlardan atılmış, bir sabah uyanıyoruz el kadar bebekler bir çeteye kurban gitmiş. Bu iktidarın getirdiği itlaf, katliam gibi bir yasayla sokaktaki canların hayatlarına kastetmiştir. Belediye başkanlarım ne kadar tehdit alırsa alsın bu yasayı asla uygulamayacaktır. Ve bir sabah uyanıyoruz TUSAŞ’ımıza yapılan saldırıyı adeta canlı yayında televizyonlarda izliyoruz. Biz bu iktidarı düzenleyene, bu ülkede kadınlar ve bebekler güvende olana kadar bu iktidarla mücadele edeceğiz ve bu ülkeyi kurtaracağız. Bizim yıllarca muhalefet etmememize rağmen sağlık kurumları ticarileştirildiği için bebekler öldü. Devlet kadınların arkasından çekildiği için, caniler ‘nasıl olsa biraz yatar çıkarım’ dediği için cinayetler, bu ölümler devam ediyor. Biz hayvan hakları fonu kurup daha insani bir çözüm bulalım derken iktidar sokaktaki canlarımıza kıyıyor. Hatay da 6 Şubat’ta yaşam haklarını koruyamadıkları, ilk anda orduyu sürmedikleri için, kesilen kolonları görmedikleri için canımız yandı.
“BAHÇELİ, ÖCALAN’A MECLİSİ ADRES GÖSTERİYOR”
Buraya gelirken bile en çok tedirgin olduğumuz şey terördü. Bu ülkede Kürtler sorunum var diyorsa, Kürt sorunu vardır. Bu sorunun olup olmadığına devlet karar vermez halk karar verir. Bizim tutumumuz nettir. Cumhur ittifakı bu sorunları görmezden gelerek,şehir ailelerinin ve gazilerin duygularını görmezden geklerek bir kez daha konuyu meclisin önünden kaçırarak, işine gelen aktörü parlatarak, işine gelmeyeni hapiste tutarak ve fikrini almayarak ben yaptım oldu diyerek bir dayatma içine girmiştir. Bu ülkeden kürtler sorunumuz kalmadı diyene kadar kürt sorununun var olduğuna inanacağız. Herkesin kendini özgür ve eşit hissedeceği, girişimlere üzerimize ne düşüyorsa o boyutuyla katkı vereceğiz. Biz çözüm için Meclisi adres gösteriyoruz, Devlet Bey Abdullah Öcalan’a meclisi adres gösteriyor.
“BAHÇELİ VE ERDOĞAN’IN OYUNUNA ALET OLMAYACAĞIZ”
Yapılan teklif görünüşte Devlet Bahçeli’nin teklifir. Cumhur İttifakının gizli açılımının ayan beyan sözcüsü Devlet Bahçeli’dir. Ancak Sayın Erdoğan’ın hala iki kelam etme cesaretini gösteremediğini hayretle izliyoruz. Erdoğan, gizli bir görev dağılımı olduğu ortada, artık sözcünün görevi bitmiştir. Bu millete bir açıklama yapmak zorundadır, teröre karşı sizin bu göstermiş olduğunuz cesarete gösterememektedir. CHP, toplumsal barıın sağlanması ve bir daha şehir gelmemesi için gerekn iradeye sahiptir ve CHP şehit ailelerin ve gazilerin yüzüne bakamayacağı hiçbir yöntemin ve hiçbir sürecin içinde olmayacaktır. Onun için Devlet beyin söyledikleriyle değil, toplumsal mütabakatla milletin temsilcileri en doğrusudur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkede toplumsal barışın ve kardeşliğin teminatı, bu ülkenin kurucu partisiyiz. Ancak partimizin bu tutumundan rahatsız olanları siyaysi yan kesicilik yapmaya çalışanları, düzmece anketlerleler moral bozmatya çalışanları görüyoruz izliyoruz. Onlar bilsinler ki biz bu ülkenin sorunlarını çözmek için sorumluluk alırız. Biz Bahçeli ve Erdoğan’ın iyi polis kötü polis oyununa alet olmayız.
“TERÖRE RAĞMEN…”
Bugün toplumda bir kişi için umut hakkı konuşuluyor. Bu millet için umut hakkı ne zaman konuşulacak? Açlık sınırının altında kalan emeklilere, onlarca asgari ücretli emekçilere, çocuklara, bebeklere ve dirençsiz kentlerde canlarını kaybedenlere ne zaman umut hakkı tanıyacaksınız? Veraya ve babası tayfun Kahraman’a Hatay’ın seçilmiş Milletvekili Can Atalay’a ne zaman umut hakkı tanıyacaksınız? Bugün teröre inat, Beşiktaş Meydanı’nda toplanmış bulunmaktayız, buraya gelen herkese teşekkür ediyorum. Bu ülkeyi birlikte kurduk birlikte inşa edeceğiz. Unutmayın bu Cumhuriyeti korkmayanlar kurdu. Biz de korkmamaya devam edeceğiz. Teröre rağmen bir arada yaşayan irademizden, kardeşliğimizden vazgeçmiyoruz. Şiddetin hiçbir türlüsüne teslim olmadık, olmayacağız”