Kandıra Türkocağı Caddesi üzerinde bulunan 30-40 tane işletmenin bir şahısın protestosu nedeniyle giriş çıkışları kapanmıştı. Cadde üzerinde bulunan esnaflar zor günler yaşarken çarşamba halk pazarı olması nedeniyle esnafların dört gözle beklediği bir gündü. Bu eylem nedeniyle ‘çarşamba’, bu cadde üzerinde bulunan tüm esnaflara zehir olmuştu. Şahıs, elinde benzin bidonu ve tüfekle gelmiş, polis tarafından saatlerce ikna edilememişti. Dükkanı basılan berber ve şahsın üzerine kredi çektiğini iddia ettiği berberin dedesi gazetemize konuştu.

BERBER: DIŞARI KAÇTIK

Berber şunları söyledi: “Çarşamba günü saat 14.00 gibi bir müşteriyi tıraş ediyordum. Dükkana girdi bu şahıs, ben onu normal müşteri sandım. Elinde benzin ve tüfek var. İçeri doğru girdi bu, baya bir ikinci, üçüncü koltuklara doğru ilerledi. Sonra bir şeyler dedi, ne konuştuğunu anlayamadım ben, ‘ne diyorsun abi, hayırdır?’ dedim. Ondan sonra tüfeği kaldırdı bana doğru, göz göze geldik. Herhalde ateş edecek deyip, müşteri ile birlikte fırladık dışarı.Daha sonra polisi falan aradık. 

Babam falan geldi.‘Kim bu’ diye sordum, ‘şizofreni hastası mı ne, dedenin bunun üzerine kredi çektiğini söylüyor sürekli’ dedi. Kimse kimsenin üzerine kredi çekemez ki. Bir sene öncesinde Ziraat Bankası’na gitmişler amcamla birlikte, söylediklerinin gerçeklik payı olup olmadığını öğrenmek için, Ziraat Bankası, kovmuş adamı. ‘Ben bıktım senden, bir daha buraya gelme’ diye. Olmayan bir şeyi varmış gibi görüyor.Hayal ediyor.

Benim dedemin onu batırdığını düşünüyor, benim dükkanı basıyor. İçeriden çocuk koltuğunu, askılığı falan dışarı fırlatmış. 14.10 mu ne geçiyordu, saat 18.00 civarında polis teslim aldı. Dışarıda izleyenlerden biriydim ben de. Silahı kendisine doğrulmuştu. Damadı olan polis ikna ettikten sonra silahı bıraktı. Benim ticari itibarımı da sarstı. Bilen beni biliyor ama bilmeyen illa ki hakkımda konuşuyor. Gazetelerde çıkan haberler ticari hayatımı baya bir lekeledi. Şahıs, hayal görüyor, kaldı ki bu iddiasında ben yokum, dedem var.

Olayın ertesi günü sabah, dükkanımı basan şahsın akrabaları, damadı geldi özür dilemek için. ‘Şikayetinizi geri alın demiyorum, çünkü olayda siz çok haklısınız. Biz de böyle bir şey olmasına çok şaşırdık, şok olduk. Maddi ve manevi her türlü özür diliyoruz. Zararımı karşılamak istediler, para vereceklerdi bana. Ben de ‘ihtarname geldikten sonra halledersiniz’ dedim.

DEDE: AİLESİ BENDEN ÖZÜR DİLEDİ

Berberin dedesi de kredi olayını yalanlayarak, şunları aktardı: “Geldiler beni buldular, yardım ettim. Bakırköy’e götürdüm. Hastanede yatırdım. Tekrar hastalandı, başka bir akıl hastanesine yatırdık. Malulen emekli olması için sigortalarını tamamlattırdık. Yardım ettim ona hep ben. Para alışverişim hiç yok. Aile dostumdu.

Ziraat Bankası’na gittiğim bir gün geldi ‘benim adıma kredi çektin mi sen?’ dedi. ‘Oğlum, senin adına kredi çekebilir miyim ben?’ dedim. Müdür Bey de oradaydı. Gel çıkalım müdür beye dedim, çıktık. Müdür baktı, öyle bir şey olmadığını söyledi. Oradan çıktık, kendisine bana ayıp ettiğini söyledim, ayrıldık.

Ondan sonra bir arkadaşla beraber yolda karşılaştığımızda darp etmeye kalktı beni. Yumruk salladı. Tutturamadı. Koştum peşinden kaçtı. Oğlum da almış Ziraat Bankası’na götürmüş, sordurmuş bankaya, öyle bir şey olmadığı söylenmiş. Damadı ve oğlu bana geldiler, torunumun dükkanına geldiler, bankadan belgeleri de almışlar, benden özür dilediler. Dün de torunumun dükkanını basmış.”