Kandıra şu günlerde emlakçı sektörüyle dolup taşmış gibi görünüyor. Bir anda yüzde 20-50 kar eden emlak sektörüne herkes özeniyor. Önüne gelen Kandıra’da emlakçıyım diyor. Herkesin elinde tapular dolu, cadde cadde geziyor. Kandıra Tapu Kadastro’nun önü ana-baba günü gibi… Bu görüntü herkesi şaşırtıyor. Maliyeden ve belediyeden izin almadan Kandıra’ya emlak ofisi açan bazı kişiler, belediyenin denetimine takılıyor. Verilen süre içerisinde ruhsatını almayan emlak ofisleri belediye tarafından kapatılıyor. Şu günlerde resmi olmayan ilçemizde çok sayıda hayali emlakçılar yer alıyor. Bunların içinde muhtarı, memuru, işçisi, çiftçisi yer alıyor. Kandıra her geçen gün satıldıkça satılıyor. İlçemize emlak ofisi açan bazı uyanıkların ilçe esnafını ve halkı dolandırdığı iddia ediliyor. Kandıra’da çok sayıda emlak sektörü de bu yüzden zarar görüyor. Bir bölgenin kalkınması emlak sektörünün yoğunluğuyla tespit edilirmiş. Kandıra’da da abartmadan söylüyorum; 100’e yakın resmi emlakçı, 150-200 civarında da gayriresmi emlakçı yer alıyor. Sakarya’dan Kandıra’ya gelene kadar Kocaeli’den Kandıra’ya gelene kadar, Ağva’dan Kandıra’ya gelene kadar her köşede bir emlakçı görmeniz mümkün. Doğru, Kandıra büyüyor ve gelişiyor. Gıda OSB, Kandıra-İzmit yolunda bölünmüş yol, 3’ncü asma köprü Karadeniz sahil yolunun Kandıra’dan geçmesi, Kandıra sahillerinin turizm alanı içerisinde gelişmesi, 4 yıllık fakültenin Kandıra’ya gelmesi, emlak sektörünün de iştahını kabartıyor. Kandıra’da çok sayıda büyük market, mağaza ve iş yerlerinin açılması, lokanta, ızgara salonlarının yer alması, Kandıra halkını umutlandırıyor. Küçük esnaf bu durumdan pek mutlu gibi görünmüyor. İlçemize gelen bu yatırımcılar küçük esnafı çok zorda bırakıyor. Kandıra’nın her köyünde emlakçı bulmanız mümkün. Gerek resmi gerekse gayri resmi. Artık halk gayri resmi olan emlakçılardan illallah etmiş fakat bir şey yapamıyor. Devletin denetiminin yetersiz kaldığını her fırsatta dile getiren vatandaş, ne yapacağını bilmiyor. Kandıra yıllardan beri sürekli göç veriyor. Gençler iş bulabilmek için farklı il ve ilçelere gidiyor. Köylerde anne ve babaları kalıyor. Bu nedenle tarım arazileri, bahçeler, yeterince işlenmiyor. Emlakçıların bu tür yerlere büyük rakam vermeleri köylünün iştahını kabartıyor. Köylü vatandaş, “Nasıl olsa bir işe yaramıyordu, orman içinde duracağına dönümünü 20 liradan sattım” diyerek bir şey yaptım sanıyor. Bir abimin yaşadığı bir olayı anlatmadan geçemeyeceğim; Ege bölgesinde yerleri bulunan fakat verimli olmadığı için babası tarafından çok cüzi bir rakama satılan arsada o abimiz şimdi bahçıvanlık yapıyormuş. Bu bahçeye ne mi olmuş? Koskocaman bir otel olmuş. O abi babasının cezasını bakın böyle çekiyor; babasının sattığı arazide şimdilerde bahçıvanlık yapıyor. Ne diyelim, şimdiki babalar evlatlarının ırgat olmasını istemiyorsa mallarına sahip çıkarlar. Azıcık zorluk ve sıkıntı yaşamak yerine evlatlarının ırgat olmasını istiyorlarsa, ne diyelim… Devlet yetkilerinin de bu tür gayri resmi emlakçıların önüne geçmesi için ellerinden geleni yapması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde Kandıra’yı bu tür gayri resmi emlakçılar abluka içine alacaklar. O zaman iş işten geçmiş olacak. Köy muhtarlarına da köyün ileri gelenlerine de devlet birimlerine de bu konuda büyük iş düşüyor. Bizden söylemesi!