ÇED sürecinde bulunan "Doğu bölgesi atık bertaraf ve düzenli depolama alanı" değerlendirme çalıştayı Kocaeli Çevre Platformu ve KANÇED tarafından gerçekleştirildi.
Kocaeli Çevre Platformu ve Kocaeli Kandıra Kültür Çevre Derneği (KANÇED) tarafından Yunus Emre Kültür Merkezinde gerçekleştirilen Kandıra Çöp Tesisi Çalıştayında "Doğu bölgesi atık bertaraf ve düzenli depolama alanı" değerlendirme sonuçları açıklandı. Gerçekleştirilen çalıştayda 8 adet ilgili masa bilimsel çerçevede görüş bildirdi. Sonuç bildirgesi ise gerekli düzenlemelerin ardından Pazartesi günü kamuoyuna duyurulacak.
“TARİHİ KÜLTÜR VARLIKLARININ YOK OLMASINA SEBEP OLACAKTIR”
Kültürel Miras Masasının raporunu açıklayan Prof. Dr. Ayşe Çalık Ross, “Akçakese ve Pirceler Mahallelerinin dahil olduğu Kocaeli’nin tarihi geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Avrupa ve asya kıtasını birbirine bağlayan en eski yolun geçtiği yerdir burası. Hem antik dünyanın hem de günümüzün en önemli limanlarından birisi olan Nikomedya Limanı burada bulunmaktadır. Bu bölgede çok önemli keşifler yapıldı. Bölgede detaylı arkeolojik çalışmaların yapılması şart. Kurulması planlanan çöp tesisi ortaya çıkabilecek tarihi kültür varlıklarının yok olmasına sebep olacaktır” dedi.
“TELAFİSİ ZOR ÇEVRE FELAKETLERİNE SEBEP OLACAKTIR”
Yüzey ve Yeraltı Masası’nın görüşlerini bildiren Dr. Şefik Ramazanoğlu, “Yapılması planlanan projenin yeri Çal tepesi olarak bilinen ve Akçakese Mahallesine bakan yüksek eğimli yamaç üzerindedir. Çal tepesi aynı zamanda Kandıra topraklarının yüzde 40’ını oluşturan Sarısu havzasının kaynak noktasıdır ve Sarısu deresi buradan beslenmektedir. Ayrıca bu bölge Türkiye karstik haritalarında yer almış önemli bir bölgedir. Bölge geçirgen toprak yapısı sebebiyle yağmur suları yeraltına sızarak geniş alanlara ulaşabilmektedir. Bu bağlamda proje sahasında ortaya çıkacak kirlilikte bu sularla birlikte yayılacaktır. Tesis ne kadar güvenli bir şekilde kurulursa kurulsun bu tehdit ortadan kalkmayacaktır. Ayrıca bu bölgede aktif bir heyelan ile karşı karşıyayız. Olası bir heyelan sonucunda bütün tesisi ve atıkları sürükleyerek telafisi zor çevre felaketlerine sebep olacaktır” dedi.
“YER SEÇİMİNİN UYGUN OLMADIĞI DEĞERLENDİRİLMEKTEDİR”
Çevre ve Halk Sağlığı Masası’ndan Prof. Dr. Azime Tezer, “Planlanan tesisin yeri toprak yapısı sebebiyle yerleşim yerlerini etkileyebilecek riskler barındırıyor. Bölgede bulunan su kaynaklarının yanında yer alıyor. İklimsel koşullar bakımından da doğru bir yer değil. Gebze ve Dilovası gibi eski maden sahalarında yapılmasının halk ve çevre sağlığı bakımından daha doğru olacağı göz önüne alınmalıdır. Kocaeli’nin çeşitli bölgelerinden buraya taşınacak olan çöpler çevresel sürdürülebilirliğe zarar verecek ve karbon ayak izini artıracaktır. Yer seçimi toprağın ve suyun kirlenmesi nedeniyle uygun bir bölge değildir. Kandıra gibi doğal yapı hassasiyeti yüksek bir alanda ortak rapordan bağımsız bir alanın belirlenmesi hesap verilebilirlik açısından uygun değildir. Tüm bilimsel verilerin ışığında seçilen alanın yönetmeliğe uymadığı ve yer seçiminin uygun olmadığı değerlendirilmektedir” ifadelerinde bulundu.
“ORMANLARIN KORUNMASI HAYATİ BİR ÖNEM TAŞIMAKTADIR”
Tarım ve Hayvancılık Masası’nın görüşlerini aktaran Hüseyin Erdal Selçuk, “Çöp tesisinden sızacak olan akıntılar toprak ve su gibi doğal kaynakların kirliliğe maruz kalmasına sebep olacaktır. Çevre kirliliği konusunda büyük tehdit oluşturan ağır metallerin ekolojik dengeye zarar verdiği bilinmektedir. Bu gibi zararlar tarım alanlarını ve bitki örtüsünü doğrudan etkileyecektir. Ayrıca bu bölgede mera alanları bulunmaktadır. Meralar hayvancılığın olmazsa olmazıdır. Meralar köyde yaşayan çiftçilere tahsis edilmiş devlete ait alanlardır. Bölgenin imar alanın orman alanı olduğu görülmektedir. Çevre sorunlarının bu kadar kritik olduğu dönemde orman alanlarının korunması hayati bir önem taşımaktadır. Böyle bir proje sermayenin kârlılığı açısından makul görülse de halk ve ekoloji açısından durum böyle değildir” dedi.
“ORMAN ALANLARI GÖZ GÖRE GÖRE HEBA EDİLECEK”
Orman Masası’ndan Ufuk Pekmertol, “Kocaeli’de neden böyle bir tesis yapılmaz diye sorulsa işte tüm bu sebepler derim. Yıllardır kamu yararı diye bir söz ediliyor. Ormanın kendi başına oluşturduğu kamu yararı göz ardı ediliyor. Çöp tesisi yapılmak istenen yer yoğun ormanlık bir alandır. Bu tesisin yapımı için yaklaşık 50 bin ile 70 bin ağacın kesileceği anlamına geliyor. Sarısu Deresi ve Namazgah Barajı’nın çıkış noktasında bulunan derelerin tam başlangıcında yer alacak olan çöp tesisi yerleşim yerlerine çok yakın bir konumda bulunuyor. Sırf kamulaştırma bedeli ödememek amacıyla devlete ait olan orman alanları göz göre göre heba edilecek” şeklinde ifadelerde bulundu.
“DAHA ÇOK İZMİT’İ ETKİLEYECEKTİR”
Teknoloji Masası’nın görüşlerini aktaran Muammer Hakkı Ersöz, “Söz konusu projede çok büyük miktarlarda depolama yapılacak. Bu depolamada ortaya çıkacak olan metan gazı yakılarak enerjiye dönüştürülecektir. Tesisin yapılması için planlanan yer su kaynaklarını, tarım arazilerini ve köy yerleşim yerlerini olumsuz yönde etkileyecektir. Çöp işleme tesisi için çevreci ve sürdürülebilir sistemler tercih edilmelidir. Bütün dünyada karbondioksit salınımı yapmayan tesislere dönüş yapılırken burada böyle bir çaba görülmemektedir. Çöp tesisin planlandığı yer şiddetli rüzgar alan bir bölgedir. Havaya saçılacak karbondioksit daha çok İzmit’i etkileyecektir. Bu ve bunun gibi birçok sebepten dolayı bu tesisin yerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir”
“BÖYLE BİR BÖLGEYE YAPILMASI KABUL EDİLEMEZ”
Sosyal Kabul ve Yaşam Masası’ndan Özcan Taras, “Kocaeli’de Kandıra hariç tüm ilçeler bir şekilde sanayi bölgesi olmuş durumda. Kandıra’da tesisin kurulması planlanan mevki bölgenin en yüksek konumudur. Bölgede yeraltı sularının etkilenmesinin önlenmesi mümkün değildir. Bu bölgede geleneksel olarak tarım ve hayvancılık yapılmaktadır. Tesis ile birlikte ortaya çıkacak hava kirliliği öncelikle İzmit’i etkileyecektir. Bu çevresel etkilerin tamamı bölge insanını olumsuz etkileyecektir. Söz konusu tesis ile birlikte topraklar el değiştirmeye başlayacak ve bölge yavaş yavaş bir sanayi bölgesine dönüşecektir. Bu mevkide yapılacak olan böyle bir tesis kültürel yaşamı kökten etkileyecek ve turizme ciddi bir darbe vuracaktır. Her açıdan olumsuz olan bu tesisin böyle bir bölgeye yapılması kabul edilemez” dedi.
“TUTULAN TUTANAK ŞEFFAR BİR ŞEKİLDE YAYINLANMADI”
Son olarak Hukuk Masası’nın görüşlerini açıklayan Çiğdem Baloğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56.Maddesi: Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirliliğini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir’ diyor. Anayasal düzenleme bağlamında çöp tesisi projesinin; çevreye, bölge halkına ve ekolojiye zararları ortaya konmuştur. Söz konusu projeyle ilgili gerçekleştirilen toplantıda bölge halkı, açık bir şekilde böyle bir tesis istemediğini belirtmesine rağmen bu talep tutanağa yazılmamıştır. Tutulan tutanak şeffaf bir şekilde yayınlanmamıştır. Gelinen noktada ÇED süreci kurul toplantısı aşamasındadır. Sonuç olarak yer seçimi ve oluşturacağı halk sağlığı riskleri sebebiyle bölge halkı, bilim insanlarının ve akademik odaların tepki ve eleştirilerini dikkate almalarını şiddetle tavsiye ederiz” şeklinde konuştu.
“BİLİM, BİRLİK VE BARIŞ BURADA”
Bilimsel görüşlerin açıklanmasının ardınan açıklamalarda bulunan KANÇED Başkanı Adem Arı, “Kocaeli büyükşehir vatanımızın en güzide yerine çöp tesisi yapmayı planlıyor. Engellemek için mücadele ettik ve ediyoruz. Ve en başından beri nasıl engel olabiliriz diye biz düşündük. Bu çalıştaydan sonra Büyükşehir düşünsün. Biz KANÇED derneğini kurarken arkadaşlarımız bana “siz akademisyensiniz siz başkan olun” dediler. Derneği kurduğumuz ilk gün bu mücadelenin; sosyal, bilimsel ve hukuki boyutunun olduğunu söyledim. Bu üç unsur da bu çalıştayda bir araya geldi. Bu çöp tesisini kandıraya yaptırmayacağız. Bilim, birlik ve barış burada. Biz, insanıyla, doğasıyla ve vatanıyla barışık insanlar ve idareciler istiyoruz. Barışık olmayanlara isyan ediyoruz. Bizi izlemeye devam edin” şeklinde açıklamalarda bulundu.
YÜRÜYÜŞ YAPTILAR
Çalıştayın ardından Kandıralılar sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptılar ve Kandıra’ya böyle bir tesisin yapılmasını istemediklerini bir kere daha dile getirdiler.