Kandıra Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Sevim Deren tarafından 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinlikleri çerçevesinde geçtiğimiz iki gün önce Ankara’ya bir gezi düzenlendi. Dernek üyelerinin katılım sağladığı gezide Kandıra’dan iki otobüs kaldırıldı ve geziye toplam 95 kişi katılım gösterdi. Şimdi sizlere ilk olarak Anıtkabir ve sonrasında TBMM ile Pembe Köşk’e gerçekleştirilen ziyaretlerle ilgili izlenimlerimi sunacağım.
2 AY ÖNCEDEN RANDEVU ALINDI ÇYDD’nin Kandıra şubesi tarafından gerçekleştirilen bu anlamlı gezi için sabah saat 05.30’da Kandıra’dan hareket edildi. Yaklaşık 4 saatlik bir yolculuktan sonra Ankara’ya varıldı ve doğru Anıtkabir’e geçildi. İki ay öncesinden Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakmak için randevu alan Sevim Deren, yol boyunca özellikle molalarda üyelere aceleci davranmaları için sık sık uyarılarda bulundu ve bu törenin kendisi için ne kadar önemli olduğundan bahsetti.
ASKERİ HEYET KARŞILADI Hiçbir aksilik ve zamanlama hatası olmadan Anıtkabir’e varıldı. Oraya vardığımızda herkes Ata’nın huzuruna gelmenin mutluluğunu ve gururunu yaşıyordu. Aslanlı Yol’dan hep birlikte geçen topluluğu ileride askeri heyet karşıladı. Çelenk bırakmak için Sevim Deren, gerekli işlemleri yaparken üyeler de bir asker tarafından belli bir hizaya sokuldu ve herkese uyması gereken kurallar hatırlatıldı. Komutan ve çelengi taşıyacak olan heyetin gelmesiyle mozoleye doğru ilerlendi.
SEVİM DEREN DUYGULANDI Mozolenin önünde duruldu ve Saygı Duruşu’nun ardından Deren, askeri heyetle birlikte çelengi Atatürk’ün mozolesine bıraktı. Çelenk bırakma töreni sırasında Sevim Deren’in oldukça duygulandığı gözlendi. Çelenk bırakma merasimi ardından ise sıra Atatürk’ün eşyalarından oluşan müzeyi gezmeye geldi. Gezi sırasında yine bir asker üyelere rehberlik yaptı. Ayrıca Kurtuluş Savaşı’nı anlatmak için oluşturulmuş mizansen de yine aynı asker tarafından heyecanla aktarıldı.
TBMM’YE GİDİLDİ Gurup adeta burada o savaş anını yaşarken Atatürk’ün de ne kadar büyük bir kurtarıcı olduğunu bir kez daha anladı. Çıkışta ise Anıtkabir’in içerisinde naaşı bulunan İsmet İnönü mezarı başında anıldı. Son olarak Anıtkabir’de anı fotoğrafı çektiren üyeler zamanın daralıyor olması nedeniyle ayrılmak zorunda kaldılar. Hem hüzünlü hem de mutlu bir şekilde Ata’nın huzurundan ayrılan üyelerin bir sonraki durağı ise Ulus’ta bulunan TBMM oldu.
ÖĞRETMENEVİ’NDE ÖĞLE YEMEĞİ Yapılan kontroller sonunda Meclis’e giren üyeler ziyaretçi kartlarını alarak doğru meclis salonuna girdiler. Kendilerine 1961 yılından beri kullanımda olan meclis salonu ve burada yapılan toplantılarla, oturma düzeniyle ilgili bilgiler verildi. Vaktin daralıyor olması nedeniyle hızlı bir şekilde buradan ayrılan Kandıra ÇYDD grubu öğle yemeği için Başkent Öğretmenevi’ne geçti. Saat 14.00 sularında burada öğle yemeğini yiyen üyeler daha sonra Pembe Köşk’e gitmek için yol aldı.
ÖZDEN TOKER’LE GÖRÜŞÜLDÜ İsmet İnönü’nün evi olan Pembe Köşk’te ise kendilerini İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker karşıladı. Atatürk’ün bu eve zaman zaman geldiğini belirten Özden Toker, özellikle gezide yer alan küçük çocuklara dönerek, “Şimdi bu dolaştığınız yerlerde Atatürk’ün ayak izleri var” dedi. Oldukça duygulu bir hal alan ziyarette konuşan Toker, “Kandıra’dan mı geldiniz? Hoş geldiniz” diyerek konukları selamladı.
“7 YAŞIMDA ATATÜRK’Ü GÖRDÜM” Tam 7 yaşında Atatürk’ü gördüğünü ekleyen Özden Toker, o zamanda bu yana evde hiçbir şeyin değiştirilmediğini belirterek babası İsmet İnönü ve ağabeyi Erdal İnönü ile birlikte olan fotoğrafları gösterdi. Ziyaret Özden Toker le birlikte anı fotoğrafı çektirilmesi ile sone erdi. Buradaki ziyaretten sonra ise saatin ilerlemiş olmasından dolayı İzmit’e dönüş başladı.
“KEŞKE BİR ATATÜRK DAHA OLSA” Günü değerlendiren Sevim Deren, kimsenin burnu kanamadan geziyi tamamladıklarını belirterek, “Aslında Kocatepe Camisi’ne gidip Atatürk ve silah arkadaşları için dua etmek istiyordum. Ama hem saatin ilerlemiş olmasından hem de o alana otobüslerin girememesinden dolayı bu isteğimi gerçekleştiremiyoruz. Gezi sonunda çevremde mutlu yüzler görebilseydim ne mutlu bana. Anıtkabir’de duygulanmamak mümkün değildi. İnönü’nün kızını gördük. Ne kadar mütevazi bir insan. İyi ki Atatürk varmış. Keşke bir Atatürk daha olsa” dedi.