Kaleyi yaptıran Cengiz Kan olunca, kale kısa sürede “Cengiz Kan`ın kalesi” olarak nam yaptı. Kimilerine göre komik, kimilerine göre boşa harcanan para ve emek, kimilerine göre ne amaçla yapıldığı anlaşılamayan kalenin yapılma sebebi aslında Cengiz Kan`ın her ortamda övgüyle bahsettiği Kandıra taşının tanıtılması amacıyla düşünülen bir projeydi. Kandıra taşının başka şekillerde tanıtılma alternatifleri varken, böyle bir yolla tanıtılmaya çalışılması haklı bulunur ya da bulunmaz bu kişilere göre değişim gösterebilir fakat, görünen o ki Kandıra kalesi daha bitmeden bir çok tartışmanın fitilini ateşleyecek. Neden mi ? Çünkü, Cengiz Kan tarafından asrın projesi olarak lanse edilen ve Kandıra`yı ziyarete gelen bütün milletvekillerine, protokole gurur duyularak gösterilen, medyaya “kale şu aşamada” denilerek def`aten mailleri gönderilen kale çıkmaz bir sokağa girmiş durumda. OLAYIN GEÇMİŞİ NE? Olayın geçmişi şu: Akdurak Mahallesi, Yolcu Ömer mevkii 116 ada, 251 parselde bulunan 567 metrekarelik, Cevat Güzey, Canan Şahin, Fahri Güzey, Sunar Aksoy adına kayıtlı arsanın, 25.02.2010 gün ve 109 sayılı belediye encümen kararıyla Kandıra Belediyesi adına kamulaştırması yapılmak istenir. Kamulaştırma yapılabilmesi için uzlaşma komisyonunu devreye sokan Kandıra Belediyesi yetkilileri, 11/06/2010 tarihinde DP`nin eski il başkanı ve Kandıra Belediye Başkanlığı yapmış Ercüment Şahin`in annesi Canan Şahin`le arsanın alınabilmesi için pazarlığa oturur. Fakat kendisine hissesi karşılığında teklif edilen 2.009.-TL bedeli kabul etmeyen, buna karşılık 3.750.-TL isteyen Şahin ile uzlaşamayan komisyon, 4650 sayılı yasayla değişik 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 8. maddesine göre uzlaşmayı sağlayamadığından kamulaştırma yapılamaz. BAŞKASININ ARAZİSİNİ İŞGAL EDİYOR İşte olay bu noktada çok farklı bir ivme kazanmış, işin sonunun kaos olacağı ta o zamandan kendini hissettirmeye başlamış. Çünkü, herkese gurur kaynağı olarak takdim edilen kale, kamulaştırma yapılamayan 4 hisseli Canan Şahin`in arazisini duvar olarak bir metre, istinat duvarı olarak 5 metre işgal etmiş. Komşu arazisinden 3 metre çekme kriteri ve zorunluluğu da değerlendirilecek olursa kale tamamen vahim bir tablo olarak karşımıza çıkmakta. Arsa sahipleri defaten ‘`Bizim arazimize kale yapıyorsunuz``demelerine rağmen, ‘`Hayır burası sizin değil, karayollarının arazisidir`` cevabıyla karşılaşınca, gerçeğin ortaya çıkması için ölçüm yaptırmaya karar vermiş ve yaptırdıkları ölçüm sonucunda, kalenin kendi mülklerine girdiğini belgelemiş. PARAYI KİM ÖDEYECEK? Mecliste bile muhalefet tarafından gensoru verilerek bilgi alınan kalenin yeri hakkında başkan Kan`ın yaptığı sözlü açıklamada kale yerinin belediyeye ait olduğunu, isteyene tapusunu göstereceğini ve isteyenin gidip baktırabileceğini söylemesine rağmen, konuşmalar devam ediyor. Ve yine konuşulanlara göre başkan Kan, bu arazinin alımı için Ercüment Şahin`i arayarak zaman ve yardım istemiş, akabinde kalenin yapımına devam edilmeye başlanmış. Belediye gibi resmi bir kurumun kendi eliyle, böyle bir hatayla kendisini bu kadar zor durumda bırakması bir yana, işin içinden nasıl çıkılacağı merak konusu olmaya devam ediyor. Çünkü, toplamda kamulaştırma için 8.000 TL ödemeyi düşünen belediye yetkilileri o zamanlar 20.000 TL isteyen arazi sahiplerine bu parayı vermezken, konuşulanlara bakılırsa bu gün 30.000.-TL`ye çıkan fiyat karşısında ne yapacaklarını şaşırmışlar. Kendilerinden istenen 30.000.-TL`lik fiyatı ödemeyi kabul etmezse kaleyi yıkmak zorunda kalacaklar. Ödemeye razı olurlarsa, kamu yararı esaslı olmadığından dolayı meclisten bu alımın geçirilmesi zor görünüyor. Olayın komik tarafı ise, tek çıkış yolu kalıyor o da kaleyi yapanlardan birisinin bu parayı kendi cebinden ödeyerek alması ve belediyeye hibe etmesi. Bakalım önümüzdeki günlerde bu arsa için 30.000 TL ödeyecek bir babayiğit çıkacak mı yoksa, Cengiz Kan kalesi yıkılacak mı? İzleyip göreceğiz. Kaynak: Bizim Kocaeli