**** Turizm alanında potansiyeli yıllardır bir türlü değerlendirilemeyen Kandıra'nın tanıtımı için neler yapmayı planlıyorsunuz? Bölgemiz turizmin gerektirdiği her türlü kaynağa sahip ancak elde bulunanların yeterli tanıtılamadığını ve pazarlanamadığını biliyoruz. Kandıra'nın bilinmeyen yönlerinin ve mevcut turizm potansiyelinin nasıl pazarlanacağının öncelikle ortaya konması gerekir. Tabi biliyorsunuz ki Kocaeli-Sakarya Kıyı Bandı Turizm Birliği kuruldu. Bu birliğin birincil amaçlarından biri de Kandıra'nın turizm potansiyelini tespit edip tanıtmaktır. Bunun için hem birliğimiz hem kaymakamlığımız ve ilgili belediyeler öncelikle tanıtım broşürleri hazırlanmalı ve her yıl düzenlenen turizm fuarlarına katılıp tanıtım yapmak gerekir. Markalaşmanın ve kaliteli sunumun önemi göz önüne alınarak Kandıra'nın doğal, tarihi, kültürel ve turizm potansiyeli arz eden diğer değerleri dışarıya tanıtılmalı. Bölgede bozulmamış doğal koyların ve temiz kumsalların olmasının yanında bozulmamış muhteşem güzelliği ve kültürü ile olta balıkçılığı, trekking gibi doğa temelli ekolojik turizm geliştirme çalışmalarının da yapılabileceği alanlar var. Bu tanıtım yapılırken bilimsel bir metod uygulanması da şarttır. Pazar destinasyonları oluşturma, turizm politikaları, pazarlama, işletme, iç ve dış turizm türleri, turist profilleri, ikincil konutlar ve iç turizme yönelik mimari oluşumlar konularında geniş tabanlı bir çalışma yapılmalı. Hatta tur operatörleriyle görüşülüp onların fikirleri ve talepleri incelenmeli, gelişim düzenli ve planlı bir şekilde ortaya çıkacak ortak akılla çözülmelidir. Ben yaptım oldularla bu konu halledilemez. **** Peki yapılacak tanıtım sonunda gelebilecek turistlere hitap edecek yeterli yatak kapasitesi ve diğer tesisler var mı? Aslında çok iyi bir noktaya değindiniz. Bizim en büyük eksikliğimiz de turizme hitap edecek ve hizmet sunacak kapasitede ve güzellikte maalesef ki tesislerimiz olmaması. İşte en öncelikli hedeflerden biri de bu eksikliği giderecek yapılanmayı sağlamak amacıyla turizm alanında faaliyet gösteren firmaların ve girişimcilerin bölgeye yatırım yapmasını teşvik etmek ve belki de bu konuda öncülük yapmak. Mesela Kerpede'ki eski Ceneviz Limanı'nın ortaya çıkarılması ve restorasyonu için bir çalışma yapmayı planlıyoruz. Sayın Valimiz bu konuyu bizzat kendileri gündeme getirip bu yönde bir çalışma yapılmasını talimatını verdi. Şuan bu konuyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Müze müdürlüğü, sualtı sporları dalgıçları ve bu konularda tecrübeli mimarlarla yapacağımız istişarelerle bir proje hazırlığımız var. Yine Kerpe'de ki eski Kıncılı Köyü'ne ait otelin yerine bölgeye hitap edecek güzel bir restoran yapılması için proje hazırlandı, yerle ilgili çalışmalar devam ediyor. Bunun yanında iç turizmdeki kavram karmaşasının kıyılarımızda yanlış mimari oluşumlara neden olduğuna da değinmek gerekiyor. İkincil konutların iç turizmi engelleyen bir yapı sergilediği, bu yapıların acilen turizm sektörüne entegre edilmesi amaçlı planlamaların yapılması ve mimari birliğin sağlanması gerekiyor. Biraz gerilere dönersek Akdeniz kıyılarında büyük bir açlık ve iştahla, sahilleri beton yığınlarıyla dolduran hızlı bir büyüme yaşandı turizmde. Plansız-programsız bir turizm anlayışıyla deniz-kum-güneş üçlemesinin dışına çıkamadılar, günübirlik hesaplarla oyalandılar. Şimdi de arkasından ağıt yakar haldeler. Ama biz işin başındayız. Ve zaten anlayış da değişti, bu bizim en büyük avantajımız. Tüm turizmcilerin söylemi de değişti artık; ülkemizin tarihi ve doğal zenginliklerinin tanıtımından, markalaşmadan, imaj ve vizyondan, fark yaratmadan, küresel rekabetten söz ediyorlar. Ülkemizin turizm değerlerini dünya pazarlarında vitrine sunma, pazarlama ve tanıtma gayreti var herkeste. Tüm bunları nasıl başaracağımıza dair bir sistem henüz geliştirilmese de yeni başlangıçlar için önemli bir adımdır. Yerel yönetimler de turizm konusunda uyandığından şehirlerarası bir turizm rekabeti başladı. Turizm Bakanlığı 2023 turizm planı stratejilerini hazırlandı. Master planının önemi sıklıkla vurgulanıyor. Bu stratejide turizm çeşitlendirmelerinden, bölgesel turizmden, destinasyonlardan, sürdürülebilir turizmden ve çevre koruma kollama dengelerinden bahsediliyor. Bunlar bize örnek olmalı. Kandıra Kaymakamı Hamza Erkal, ilçenin gelişimi açısından önceliğin turizme verilirken tarım ve hayvancılığın da ihmal edilmemesi gerektiğini söyledi. ****Kandıra'nın turizm bölgesi olması Kandıra'ya neler sağlayacak, bununla ilgili ne tür çalışmalarınız var? Yukarıda da biraz değindim. Turizm birliğinin amaçları içinde bölgenin bütüncül bir anlayışla korunması, geliştirilmesi, tanıtımı, kültür ve turizme ilişkin sosyal ve teknik alt yapının gerçekleştirilmesi ve işletilmesini sağlamak var. Bu maçları gerçekleştirmek için de birliğimiz gerekli bütün çalışmaları yapacak projeler hazırlayacak, Turizm Bakanlığı'ndan alt yapı yatırımlarıyla ilgili destek almak için girişimlerde bulunacak projeler hazırlayacak. Bölgenin biliyorsunuz şuan imar planları hazırlanıyor. Turizm Bakanlığı'nın yetkisinde olan imar yetkisi bölgenin turizme hizmet edecek şekilde düzenlenmesini sağlayacak. Zaten imar planlarını hazırlama ve yapma yetkisi bakanlık tarafından Kandıra Belediyesi'ne verildi ve bu konuyla ilgili parada belediyeye aktarıldı. Bunlar ihale edildi, tamamlanması bekleniyor. Dolayısıyla bölgenin turizm anlamında planlı kalkınması sağlanmış olacak böylelikle. Burada turizm birliği de birincil role sahip bir yapılanmadır. **** Turizmin yanı sıra Kandıra'nın ekonomik olarak kalkınmasını sağlamaya yönelik başka projeleriniz var mı? Evet belki turizmi fazla konuştuk ama önceliğimizin de turizm olduğunu anlatmak babında güzel oldu. Ekonomik projelere gelince şu çok önemli; bölgede zaten var olan bir hayvancılık ve tarım potansiyeli var. Bu alanda projeler hazırlıyoruz. Şuan 20 tane açık sistem süt sığırcılığı ve yine açık sistem besicilik projesi hazırladık. Bu projeler Sosyal Riski Azaltma Projesi olarak uygulanacak. Amacımız bu alanda çalışması mümkün insanlarımıza kendi geçimlerini temin edecek miktarda süt ineği veya besi için dana sağlamayı planlıyoruz. Şimdiye kadar hep çiftçiye iki tane inek veya koyunculuk projelerinde on koyun veriliyordu. Tabi bu miktar o insanların geçimini temin edecek kadar bir imkan yaratmadığı için alan insanlar ya bu hayvanları satıyorlardı ya da bu hayvanlar peşimde harcadıkları emeğin karşılığını alamadıkları için isteksiz davranıyorlardı. Şimdi biz süt ineği olarak 5-7-10 şeklinde bir planlama içindeyiz. Ancak bu şekilde insanlar bu tür projelere rağbet ederler diye düşünüyoruz. Bunun yanında seracılık projemiz var. Burada da tarımsal üretimi olan köylerimize bu seraları kurarak üretimin arttırılması yanında yılda iki ve daha fazla ürün alınmasını sağlamaya çalışacağız. Buna karşılık, tarım sektöründe yaşanacak bu gelişmeler yalnızca kırsal nüfus ile sınırlı bir etkiye sahip değildir. Kent alanı ve kent insanı da, tarım sektöründeki gelişmelerin etki alanı içindedir.Yine en önemli projelerden biri de yaz aylarında kıyılarımızda meydana gelen boğulma olaylarının önüne geçmek ve gençlerimize istihdam imkanı sağlamak maksadıyla kıyı bandında cankurtarma çalışmalarını sürdürmek. KÖY KONAKLARI YAPILIYOR ***Kandıra'nın köylerini sık sık geziyorsunuz. Köylerin sorunlarının çözümü konusunda neler düşünüyorsunuz? Köylerimizde mevcut olan ancak kullanılmayan okulları onarıp yeniden köylülerin kullanımına sunuyoruz. İlk etapta 8 köyümüzün eski ve harabe durumda ki okulları onarılacak, hatta bunlardan 3'ü onarıldı, geri kalan 5'i devam ediyor. Havaların düzgün gitmesi durumunda çok kısa bir süre sonra onlar da bitecek. Bu yapılar köy konağı şeklinde hizmet verecek. İçinde çok amaçlı bir salon, sağlık ünitesi, muhtarlık ve ayrıca umumi WC yapılıyor. Bir de çevre düzenlemesi ile ilgili çalışmalarımız var. Fakat bizim imkanlarımız yeterli olmadığı için çevre düzenlemesi için Büyükşehir Belediyesi'nin desteğine ihtiyacımız var. **** Köylerimizi gezmeye başladığınızı biliyoruz, ayrıca bu köylerimizdeki fakir ailelere ziyaretler yaptığınızı öğrendik. Bu ziyaretlerle ilgili izlenimlerinizi anlatır mısınız? Evet, fırsat buldukça köylerimizi gezmeye çalışıyorum. Bu gezilerimde de mümkün oldukça bazı mağdur insanlarımızı ziyaret etmeye, vakfımızın imkanlarıyla yardım götürmeye özen gösteriyorum. Muhtarlarımızın köyle ilgili sorunlarını yapmayı planladıkları işleri ve mevcut yatırmlarımızı gezmeye yerinde görmeye çalışıyorum. Ayrıca köydeki okulları gezip ihtiyaçlarını yerinde görmeye çalışıyorum. Aslında abartılacak bir yönü yok. Benim ilk geldiğim gün burada bir rehabilasyon merkezi açılmıştı. O açılışı yaparken kurdeleyi beraber kestiğimiz bir kız çocuğumuz vardı. Pınarlı Köyü'nden. Onun vakfımızdan bir akülü araba talebi oldu. Vakfımız o aracı aldığı sırada tam ona vereceğimiz günün doğum günü olduğunu fark ettik, onun üzerine bir doğum günü hediyesi olarak ve doğum gününü de kutlamak üzere bir pasta alıp hediyesini kendim takdim. Bir çocuğumuzu sevindirmek istedik. Karaağaç Köyü'ndeki Fatma Eski teyzemizd e bizden 'ev yapın' diye talepte bulunmuştu. Onun bu talebi birkaç kez vakfımızca red edilmesine rağmen Fatma teyze ısrarla muhtaç olduğunu söylüyordu. Ben de yerinde görmek ve tespit etmek için köyü ziyaretimde uğradım. Hakikaten muhtaç olduğunu ve evinin hasarlı olduğunu gördüm. Vakfımızca da yardım edilmesi amacıyla karar alındı ve işlemlerimize başladık. *** Son olarak Kandıra ismini duyuran, ilçemizin simgesi haline gelen meşhur ürünlerinin ön planda olması için neler yapılmalı? Kandıra'yı tanıtan yoğurt, Kandıra bezi, hindisi, taşı gibi ürünler hakkında ne gibi çalışmalarınız olacak? Bu ürünlerin hepsi tarımsal ürünler, tarımsal amaçlı yapacağımız projelerde bunlar da var. Bu ürünler bizim markamız Kandıra yoğurdu, Kandıra bezi, Kandıra hindisi ve kandıra Taşıyla ilgili yerel yönetimlerle ortak proje çalışmalarımız olacak. Şuan sadece etüd aşamasında. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Teşekkür ederim. Sizlerin sayesinde sesimizi kamuoyuna duyurabiliyoruz. Tüm Kandıralı hemşerilerime de saygı ve sevgilerimi gazeteniz aracılığıyla iletiyorum.