Sedat Köse uzun yıllardan beri İzmit’te ikametgah ediyor. Kandıralı olması asabiyle sık sık yakın ve dostlarını ziyaret ediyor. Kandıra’yı çok sevdiğini belirten Köse, niçin İzmit’te olduğunu şu sözlerle dile getiriyor; “Ben Kandıralıyım. Kandıra’yı seven, Kandıra sevdalısı bir ailenin oğluyum. Kandıra’da iş imkanı olmaması rızkımızı temin etmek için benim gibi Kandıra’da çok sayıda kişinin göç etmesine neden oldu. Kandıra’da bu göçü önlemek ve Kandıra’yı kalkındırmak için Kocaeli’nde bulunduğum yıllar içerisinde ciddi projeler ürettim ve Kandıra belediye başkan aday adaylığına talip olarak bu projelerimi hayata geçirmek için kolları sıvadım. Benim gibi Kandıra’yı seven Kandıralı gençlerin göç etmemesi için bu projelerin hayata geçirilmesi için Kandıra’ya aday oldum” dedi. Öncelikle kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1962 yılında Kandıra’da doğdum. İlkokulu ve Ortaokulu Kandıra’da okuduktan sonra, İzmit Lisesinden mezun oldum. 1984 te PTT’de memur oldum. 1995 yılında şef, 1997 yılında amir oldum. 2000-2006 yılları arasında da Türk Telekom’da çeşitli Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundum. Telekom’un özelleştirilmesinden sonra Adalet Bakanlığına Bakanlık Uzmanı olarak geçtim. Evliyim 3 evladım ve 2 torunum var. Neden aday oldunuz? Bizim inancımızda şu var: “Hayırda birbirinizle yarışınız” diyor peygamber efendimiz. Belediye Başkanlığı görevi hizmet anlamında çok güzel bir makam. Buradan çok hayırlı hizmetler hayata geçirmek, insanların hayır dualarını almak, Kandıra’da kalıcı eserler bırakmak mümkün. Doğup büyüdüğümüz topraklara hizmet etmek istiyoruz. Bizim tek arzumuz Kandıra’yı hak ettiği şekilde kalkındırmak ve burada yaşayan hemşerilerimize hizmetkar olmaktır. İçimizde yanıp süren bir hizmet aşkı var. Bu sebeple aday olduk. Makamla işimiz yok diyorsunuz yani… Bu başka insanlar için cazibeli bir şey olabilir, ama bizim için cazibeli olan; insanımızın hayır duasını alıp, ahirete yüz akıyla göçebilmektir. Kandıra, en çok aday adayının başvuru yaptığı ilçelerden biri. Şansınızı nasıl görüyorsunuz? Bu işte şansa yer yok. Kandıralı kimi istiyorsa aday O olacak. Partimiz en doğru adayı, kamu oyu anketleri ve temayül sonuçları göz önünde bulundurularak, STK’larla, milletvekilleri ve siyasi büyüklerimizle istişare ederek verecektir. Partimiz her zaman böyle stratejik çalışmış ve hamdolsun her zaman doğru adaylarla yola çıkmıştır. Milet de teveccüh gösterip, teşekkürünü sandıkta göstermiştir. Eğer böyle olmasaydı 13 belediyenin tamamı bizde olmazdı. Evet birbirinden kıymetli 10 aday adayı tatlı bir rekabet içindeyiz. Fakat bu rekabet oylarımızı artırmamıza vesile olacak inşallah. Şu anda, sahada her yerde Ak Parti çalışıyor.
Peki, sizin farkınız ne, Kandıra’ya ne vadediyorsunuz. Bakın Kandıra’mız maalesef ilçeler bazında gelişmişlik göz önünde bulundurulduğunda 474. sırada. Bu şu anlama geliyor. Kandıra’ya 80 yıl hiç bir şey yapılmamış. Kandıranın gelişimi adeta engellenmiş. Fakat hamdolsun, son 10 yıldır Kandıra; özellikle İbrahim Karaosmanoğlu’nun hizmetleriyle ciddi ilerlemeler kaydetmiş. Fakat yeterli değil, Kandıra’yı kendine dert edinmiş ve burayı kalkındırma adına gece gündüz durmadan, yılmadan çalışıp projeler üretecek bir başkana ve gayretli bir ekibe ihtiyacımız var. İşte bizi farklı kılacak şey budur. İki yılı aşkın süredir alanlarında uzman akademisyen arkadaşlarımızla, turizmciyle, esnafla, çiftçimizle oturduk, proje hazırlıyoruz. İnşallah bunları hayata geçireceğiz. Projelerinizden bahsetmek ister misiniz? Şöyle kısaca değinelim tabii. Bir kere bizim iddiamız Kandıra’yı marka bir ilçe haline getirmek. Bunu nasıl başaracağız. Marka değerlerimizi tanıtarak, geliştirerek ve bu alanlara yatırım yaparak başaracağız. Kandıra denildiğinde bütün ülkede herkesin aklına eşsiz sahillerimiz gelecek, Manda yoğurdunun en lezzetlisinin Kandıra’da yapıldığı gelecek, Kandıra bezinden yapılmış mefruşat ürünleri elbiseler gelecek, dekoratif Kandıra Taşımız akıllara gelecek. Kandıranın yöresel ürünleri, yemekleri, balı gelecek akıllara. . İşte bunları geliştirip bütün ülkeye tanıtmamız lazım. Böylelikle marka olabiliriz. Biz şuna inanıyoruz. Bu saydığımız marka değerlerimizin hepsiyle ilgili proje hazırlıkları yaptık. Genel olarak ifade etmek gerekirse; Turizm, Tarım, Hayvancılık, Girişimcilik, Hibe Fonları ve Krediler, Fuarlarımız, Kültür Merkezlerimiz, Düğün Salonlarımız, Sosyal Kültürel etkinlikler, Üniversite, Eğitim v.s. birçok alanda çalışma ve yatırımlar yapacağız. Mesela Turizmle ilgili neler yapacaksınız? Büyükşehir Belediyemiz sağ olsun imar planlarını yaptılar. Bu planlar Bakanlıkta onayda. Bu süreci hızlandırarak işe başlayacağız. Bakın bizim için çok büyük nimettir; sahillerimiz, ormanlarımız. Bunlardan tam verimle istifade edemiyoruz. Biz bölgeye turizm yatırımcısını çekmek istiyoruz. Belediye olarak ruhsatlandırma sürecini kolaylaştırıp, verdiğimiz hizmetlerle bölgeyi cazibe merkezi haline dönüştüreceğiz. Yakın gelecekte Kandıra yıldızlı otelleriyle, pansiyonlarıyla, tatil köyleriyle, restoranlarıyla, trekking parkurlarıyla, orman yürüyüş yollarıyla, kamping tesisleriyle ve en önemlisi mavi bayrak dalgalanan eşsiz güzellikteki sahilleriyle turizmin incisi haline gelecektir. Tekne turizminin, deniz sporlarının Kandıra’da gelişmesine olanak sağlayacağız. Bunların hepsine belediyenin bütçesi yetecek mi? Bunların bazılarını özel sektör yapacak. Bazılarında kamu özel sektör işbirlikleri tesis edeceğiz, bazılarında yap-işlet-devret modelini uygulayacağız, kimisini Büyükşehir marifetiyle, kimini Bakanlık bütçeleriyle hayata geçireceğiz. Elbette Belediyemizin üstleneceği yatırımlar da olacak. Anahtar bizde, hiç endişeniz olmasın. Kandıra bunları hakkediyor. Allah aşkına soruyorum; Çınarcık, Kerpe’den daha mı güzel, Bağırganlı’nın, Cebecinin, Sarısu’nun doğal güzelliği nerede var. Madem ki böyle bir potansiyelimiz var, bunu maksimum verimlilikle hayata geçireceğiz.
Peki, köylümüz için neler yapacaksınız? Bakın şu anda Kandıra’da halkımızın %30’u merkezde %70’i köylerde yaşıyor. Yani nüfuzumuzun çoğunluğu köylerde ikamet ediyor. Çoğu çiftçilikle, hayvancılıkla, fındıkla arıcılıkla geçimini sağlıyor. Kandıramızın esas kalkınması köylümüzü ihya etmekle gerçekleşecektir. Biz belediye bünyesinde bir büro oluşturarak halkımızın MARKA, KOSGEB, AB Fonları ve Bakanlıkların teşvik gören Hibe ve Kredi projeleriyle ilgili bilgilenmelerini sağlayacağız. Hangi projeler onay alabilir, proje nasıl oluşturulur, bu büro bu çalışmaları yapacak ve köylümüzün bunlardan faydalanmalarını sağlayacak. İşte GİOSB var. Kamulaştırma %80 seviyelerine geldi. Onu da tamamladıktan sonra 7000 kişinin doğrudan, tüm Kandıra’mızın dolaylı olarak iş imkanı bulacağı bir girişim olacak. İnşallah burayla uyum içerisinde çalışmalar yapacağız. Köylünün ürünlerini tanıtmak için yöresel ürünler fuarları organize edeceğiz. İnşallah Başbakanımıza burada mancarlı pide ikram edeceğiz, Kandıramızın balını, fındığını ikram edeceğiz. Organik tarıma halkı teşvik edeceğiz. Köylü doğru yatırımı yapacak biz tanıtımını yapacağız. İstanbullu pazarda Kandıra ürününü sorar hale gelecek. Daha çok anlatacak şey var. Şimdi hepsini anlattırmayın, bazılarını sonraya bırakalım (gülüyor). Fikirleriniz çalınmasın istiyorsunuz heralde… Bunları paylaşmaktan onur duyarım. Bizden daha iyi yapacak bir arkadaş varsa, projelerimizi tecrübemizi, bilgimizİ aktarmaktan memnun oluruz. Önemli olan Kandıramızda hizmet çıtası daha yukarılara yükselsin. Ama bizde iddialıyız. Kandıramıza hizmet etmek istiyoruz. Kadınlar ve gençlerle ilgili söylemek istedikleriniz varsa, duymak isteriz. Bizim bütün derdimiz öncelikle gençler ve hanım kardeşlerimizdir. Bakın Hediyeli köyü muhtarımız diyor ki; “köyde 4 yıldır emzikli bebek yok.” Ne kadar acı bir tablo. Bütün gençler köyü terk etmiş. İstiyoruz ki gençler Kandıra’yı terk etmek zorunda kalmasın. Burada hayata geçireceğimiz projelerin oluşturacağı ekonomik ortamda iş sahibi olabilsinler. Gerek kendi bağ bahçelerinde, gerek turizm sektöründe, gerek GİOSB’da, gerek kendi teşebbüsleriyle, artık bir ekonomik değer oluşturabilsinler. Hanım kardeşlerime gelince şunu ifade etmek istiyorum. Kandıra’da en dinamik unsur, en çalışkan unsur; kadındır. Biz bu emekçi kardeşlerimizin ürünlerini daha iyi pazarlayabilmeleri, emeklerinin karşılığını bulabilmelerini sağlamak istiyoruz. Hayvancılıkta, tarımda, çiftçilikte hep kadının emeği var. Bu emeği zayi etmeyip köylümüze sahip çıkacağız inşallah. Aday Adaylığı sürecinde nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Köy köy, kahve kahve, ev ev dolaşıyoruz. Kandıra’da çalınmadık kapı, uğranmamış esnaf bırakmayacağız. Balıkçısından memuruna kadar, 933 km2 de herkesin; derdini, talebini, hayallerini dinliyoruz. Bizde hayallerimizi paylaşıyoruz. Düğünlere, asker eğlencelerine, gün oturmalarına, hasta, yaşlı ziyaretlerine davet ediyorlar. Gidiyoruz. Kandıra’mızı seviyoruz. Halkımızdan bizi sevmelerini, hayır dualarını eksik etmemelerini ve desteklerini talep ediyoruz. 2002 yılından 2013 yılına Türkiye’de gerçekleşen sessiz devrimi anlatıyoruz. Türkiye’de halkın iktidara geliş sürecini, bu süreçte yaşadığımız sıkıntıları ve halkımızın bu başarıdaki katkılarını konuşuyoruz. Kocaeli’nin nasıl değişim gösterdiğini, baştan sona nasıl geliştiğini konuşuyoruz. Sayın başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı, partimizi, Büyükşehir Belediye Başkanımızı konuşuyoruz. Hamdolsun Kandıra’mızda çok seviliyorlar. Bizim bu manada işimiz kolay. Böyle çalışmaya devam edeceğiz. 30 Marta kadar değil, ömrümüz yettiğince, dava edindiğimiz bu misyon için çalışmaya, terlemeye, yorulmaya devam edeceğiz. Biz dinlenmeyi ahirete erteledik. Burada halkın ve hakkın rızasını alıp, orada dinlenmek istiyoruz. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Hemşerilerim bizi zaten tanıyorlar. Derdimizi, aşkımızı, şevkimizi biliyorlar. Şahsi olarak değil, Kandıra için hedef ve hayallerimizi biliyorlar. Bizim işimiz çok. İnanıyoruz ki “Vazifelerimiz, vakitlerimizden daha çok”. O sebeple çok çalışmamız lazım. Ve biliyoruz ki “çalışınca oluyor.” Teşekkür ediyoruz. Ben teşekkür ediyorum. Bu imkanı bizlere sağladığınız için.