Diva-Sen İl Başkanı Haydar Aslan, Mısırda yaşanan katliamlar ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Diva-Sen Kocaeli İl Başkanlığı görevini yürüten Feridun Havadan boşalan koltuğa Haydar Arslan atandı. Kandıra Çerçilli Köyü imam hatibi Haydar Aslan il başkanı sıfatıyla ilk kez basının karşısına çıkarak Mısırda yaşanan olaylara veryansın etti. Aslan, yaşanan olaylarla ilgili şu açıklamalarda bulundu;

Mısırda yaşananlar bütün dünyanın gözü önünde oldu. Mısır halkının özgür iradesiyle, (seçimle) iş başına getirdiği Muhammet Mursi darbe ile görevden alınıp tutuklanmasından sonra zulüm artarak devam etmiştir. Adeviye Meydanında ve sokaklarda onlarca, yüzlerce insan hayatını kaybetti. Malum Mısır mahkemesi, hayatını kaybedenlerin sayısını az görmüş olmalı ki; mahkeme kararıyla 529 kişiye daha idam kararı vermek suretiyle görülmemiş bir hukuk skandalına imza atmıştır. Esasında bu, Mısırdaki hukukun durumunu göstermesi bakımından ibret vericidir. Mısır mahkemelerince verilen, idam kararlarının derhal durdurulması en temel insan hakkıdır. Şu anda Mısır'da olağan bir rejim yok, bir darbe rejimi vardır. "Yargılamayı yapan mahkeme bağımsız değil, tarafsız da değildir. Maalesef Batının çıkarları dolayısıyla, Mısırdaki darbeye darbe bile diyemediği, göz yumduğu, görmezden geldiği hatta örtülü olarak desteklediği bir darbe dönemi yaşanmaktadır. Bu dönemde verilen hiçbir kararın toplumun vicdanını, dünya insanlığının vicdanını tatmin etmeyeceğini düşünmekteyiz. Duruşmanın 20 dakika sürdüğü dikkate alınacak olunursa, bir dakikada 26 idam kararının verildiği ve 20 dakikada da 529 kişiyi insafsızca idama mahkûm eden mahkemenin meşruiyetini takdirlerinize bırakıyorum. Bu büyük bir cinayettir. Bu kişilerin idamına karar verilmesi demokrasinin olmadığını, diktatörlük rejiminin olduğunun göstergesidir. Tarihe büyük bir ayıp ve büyük bir rezalet olarak geçecektir. Bu idamların, ne hukukla ne vicdanla ne ahlakla ne de insanlıkla alakası vardır. Bu karar, gün gelir kararı verenlerin boyunlarına dolanacaktır. Hiçbir zaman mazlumun ahı yerde kalmaz. Mısır'daki darbeciler de bu insanlık dışı kararın hesabını ne tarih önünde ne de insanlığın vicdanı karşısında veremezler. Diktatörlükler eninde sonunda döktükleri kanda boğulacaklardır. Değerli basın mensupları; Batıdaki STKlar, liberal düşünce ve demokrasiden söz eden örgütler, sendikalar, insan hakları ve hayvan hakları savunucuları, demokrasi havarisi devletler neredeler? Buzullarda sıkışan bir balinayı kurtarmak için seferber olan ülkeler nerede? Mısırdaki idamlara, dünyanın seferber olması ve bu idamlara karşı tepkisini en yüksek dereceden dile getirmeleri gerekmez mi? Yoksa idam edilecek olanların, Müslüman oldukları için, bir balina kadar değerleri de mi yok? İstanbuldaki gezi parkında 17 tane ağaç kesiliyor diye bağırıp-çağıranlar, yakıp-yıkanlar; canlı yayın yapan televizyonlar, yazılı basın ve siyasiler, niçin susmakta? Söz konusu Mısır olunca, herkes üç maymunu oynuyorlar. Uluslararası kamuoyu dediğiniz şey iktidarlarsa, bir kısmı korkusundan, bir kısmı çıkar hesapları ile ses çıkartmıyor. Bu, onların ikiyüzlülüğünü gösteriyor. Uluslararası camianın sorumluluğu çok büyüktür. İnsan hakları ülkelere göre farklı yorumlanmamalı. Ümit ederim ki; İnsan haklarından bahsedenler bu tür hadiselere seyirci kalmazlar. Diva-sen olarak diyoruz ki; Eğer içimizde vicdan kaldıysa, insani duygular kaldıysa, hala yaşama hakkının en temel insan hakkı olduğuna inanıyorsak, tüm dünya kamuoyunun hukuksuzluğa karşı, bu katliama dur demesi ve ayağa kalkması lazım. Orada gösterilerde vurularak öldürülen binlerce masum insandan sonra bir de insanları görüşlerinden dolayı idam etmeye kalkmak, herhalde bir insanlık suçu olsa gerek, insanlık katliamı olsa gerek. Modern diye bildiğimiz batı dünyasının, demokrasi dünyasının ve evrensel hukuk standartlarını oluşturan dünyanın, böyle bir harekete, böyle bir adıma sessiz kalmaması gerektiğini ve kesinlikle gereken neyse, gerek ekonomik, gerekse fiili olarak, bunu durdurmakla ilgili ne yapılması gerekiyorsa, onun yapılacağına inanmak istiyoruz. Bu arada Milli Şairimiz Merhum Mehmet Akif Ersoyun şu mısraları ile duyarlı olmaya çağırıyorum; Tükürün, Milleti alçakça vuran darbeler Tükürün, onlara alkış dağıtan kahpelere.