Amcası klarnet sanatçısı Mustafa Kandıralı'nın izinden giderek bu enstrümana gönül veren Türkan Kandıralı, yarım asrı aşan sanat hayatının ardından yaşamını yeni müzisyenler yetiştirmeye adadı.
İstanbul'da 2 yıl önce vefat eden klarnet sanatçısı Mustafa Kandıralı'nın yeğeni 65 yaşındaki Kandıralı, geçen yıl eylül ayında Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden gelen teklif üzerine konservatuvarda eğitim vermeye başladı. Sanat hayatı boyunca edindiği deneyimi konservatuvardaki 6 öğrenciye aktarmayı sürdüren Kandıralı, müzik dünyasına yeni yetenekler kazandırmayı hedefliyor.
"Klarneti elime aldığım zaman başka hiçbir şeye gerek yok"
Türkan Kandıralı, klarnetin nasıl tutulması gerektiğini babasından gördüğünü ve 4 yaşından itibaren klarnet çalmak için çaba sarf ettiğini söyledi. Kandıralı, ilkokula başladığı dönemde bazı şarkıları yarım da olsa çalmaya başladığını anlatarak, teneffüslerde arkadaşlarıyla oyun oynamadığını, sınıfta klarnet çalarak yeteneğini ilerletmeye çalıştığını dile getirdi. Daha sonra Kandıra'da bulunan musiki derneğine girdiğini, köylerde düzenlenen konserlerde klarnet çaldığını belirten Kandıralı, İzmit ilçesinde klarnet çalmaya başladığını, daha sonra Üsküdar Musiki Cemiyetine katıldığını dile getirdi.
Kandıralı, ardından o dönemin en ünlü gazinosu olan Maksim'de çalışmaya başladığını ifade ederek, "O kadar klarnete meraklıyım ki türkücüye de çalıyorum, sanat müzikçisine de çalıyorum. Kim çıkarsa hiç önemli değil, hepsine çalıyorum. Bu şekilde ilerlettik. Her zaman zevk alarak icra ettim, hala da öyle. Klarneti elime aldığım zaman başka hiçbir şeye gerek yok." diye konuştu. Amcasının çok iyi bir klarnetçi olduğunu dile getiren Kandıralı, radyo evinde klarnet çalmak ile sahnede çalmanın tarzının birbirinden farklı olduğunu anlattı.
Kandıralı, "Bunu daha halka indirerek herkesin gönlünü alabilecek şekilde icra etmek başkadır. Radyoda belli bir kesime çalarsın ama aynı eseri bir konserde çaldığında daha farklı çalarsın. Amcam bunu becermiş. Klarnette halkımızın istediği nameleri çıkarmaya başladığında da o zaman diyorlar 'İşte Kandıralı bu.' Bu çok önemli. O zaman başka klarnetçiler de var fakat gelen ses tınısından 'bu Şükrü Tunar', 'bu Mustafa Kandıralı' dedirtmişler. Cumartesi, pazar sabahları herkes radyoyu açıp bekliyormuş."
Kandıralı, Zeki Müren, Emel Sayın, Muazzez Abacı, Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar, Abdullah Yüce başta olmak üzere o dönemki solistlerin hepsine eşlik etme fırsatı bulduğunu söyledi. O günlerin özlemini çektiğini ifade eden Kandıralı, "Hem büyük bir zevkle hem büyük bir heyecanla müzik icra ettiğim sanatçı Zeki Müren." dedi. Kandıralı, klarnet çalmasını çok istediği Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunu oğlu Cenk Kandıralı'nın piyanoyu tercih ettiğini, şarkıcı Ferhat Göçer ile çalıştığını, aranje işleriyle uğraştığını kaydetti.
"Öğretici olarak çalışmak farklıymış"
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinden aldığı tekliften duyduğu memnuniyeti dile getiren Kandıralı, "Senelerce her yerde çalıştık ama o çalışma şeklimizle öğretici olarak çalışmak arasında çok büyük fark varmış." ifadelerini kullandı. Kandıralı, konservatuvarda 6 öğrenciye eğitim verdiğini anlatarak, şunları söyledi:
"Piyasadaki çoğu klarnetçi arkadaşlarımız yanlış tekniklerle klarnet çalıyorlar, klarnetlerini tanımıyorlar. Hele de şu anda internet üzerinden klarnet öğrenmeye çalışıyorlar. O kadar kötü öğretmeye kalkıyorlar ki; sağlığı bozacak dereceye götürebilirler. Yanlış üflemeyle ciğerlerini yanlış kullanıp, hata yapabilirler."