Kandıra’nın köklü ailelerinden Niyazi Yelkencioğlu, Galatasaray Dergisi’nin Nisan ayı sayısının konuğu oldu ve röportajında Kandıra’ya da yer verdi.
Kandıra’nın köklü ailelerinden, Kandıra BUFFA Manda Çiftliği'nin sahibi, Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Niyazi Yelkencioğlu, Galatasaray Dergisi’nin Nisan ayı sayısının konuğu oldu. Cüneyt Haydaroğlu’nun sorularını yanıtlayan Yelkencioğlu, röportajında Kandıra’ya geniş bir yer verdi. İşte o söyleşiden Kandıra ile ilgili kesitler;
*Sizin Galatasaray ile olan ilişkinizde çok ilginç ve bir o kadar da benzerine az rastlanacak durum var. Galatasaray Lisesi mezunusunuz ve ailenizin 23 ferdi daha önce Galatasaray Lisesi ya da o zamanki adıyla Mekteb-i Sultani’den mezun olmuş. Bu 4-5 nesil Galatasaray Liseli olduğunuz anlamına da geliyor. Bu isimler arasında eski Başbakanlardan Nihat Erim ve Kıbrıs Harekâtı sırasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Turan Güneş gibi çok önemli isimler var. Bu gurur kaynağı tabloyu bize detaylı bir şekilde anlatmanızı rica edeceğiz..
Evet, gurur duyduğum bir ailem var. Doğduğum günden itibaren etrafımda ya Galatasaray Liseli ya da Galatasaray takımını tutan aile fertleri vardı. O kadar ki, ilkokulda iken Galatasaray Lisesi’nin önünden her geçişte “İnşallah bu okula girmeyi başarırım” diye dua ederdim. O zamanlar her okulun giriş imtihanı aynı idi. İlkokulu bitirince sadece Galatasaray Lisesi’nin imtihanına girdim, düşünün okula girmeye hak kazanamasam mahalle mektebine gideceğim. Şükürler olsun imtihanı kazanıp Galatasaray Lisesi’ne girmeyi başardım. Dokuz sene yatılı olarak okudum. Orada yaşadığım her günde çok mutlu oldum. Galatasaray Lisesi’nin benim hayatımda büyük bir önemi var. Bugün bir yerlere gelebildiysem bunda en büyük pay okulumundur. Galatasaray Lisesi’nde edindiğim hayat deneyimi benim her zaman ışığım olmuştur. Dokuz senelik öğrencilik hayatımda tanıdığım birbirinden kıymetli ve hepsi ayrı birer karakter olan arkadaşlarım her zaman en yakın dostlarım olmuştur. Elli seneyi aşkın bir süredir birlikte olduğum arkadaşlarımla halen samimi şekilde ve de ailecek görüşüyor olmak da bunun en büyük göstergesi. Doğduğum günden itibaren etrafımdaki aile fertlerinden Galatasaraylılığın getirdiği sevgi ve saygıyı gördüm ve onlarla büyüdüm. Dolayısı ile bunu da hayatımda her zaman önemsedim.
*Köklü bir aileye sahipsiniz... İzmit, Kandıralı olduğunuzu biliyoruz. Özellikle dedeniz Niyazi Yelkencioğlu Kandıra’nın ileri gelenlerinden. Kurtuluş Savaşı’nda Kuva-yı Milliye’nin Kandra bölgesinde örgütlenişinde emeği geçen önemli bir Türk aydını. Geri kalanını sizden dinleyelim.
Ailemizde dedem Niyazi Yelkencioğlu, babam İsmet Yelkencioğlu, Numan Güneş ve Reşat Güneş; Kandıra’da belediye başkanlıkları yapmıştır. Dedem Niyazi Yelkencioğlu maalesef ben 10 yaşındayken vefat etti. 10 senelik beraberliğimde kendisi ile çok güzel anılarım oldu (hatırladığım kadarıyla). Öncelikle dedemin altı erkek torunundan en küçük olan bana adını vermesi benim için her zaman bir gurur kaynağı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’nda dedem Niyazi Yelkencioğlu Kandıra, İzmit civarında Kuva-yı Milliye’yi kurarak düşman kuvetlerine karşı savaşmış. Kandıra’da benim doğduğum, 1850’lerde inşa edilen üç katlı ahşap evimiz, savaş sırasında Yunanlılar tarafından işgal edilip hastane olarak kullanılmış. Daha sonra Fevzi Çakmak dahil çeşitli devlet büyükleri bölgeye geldiklerinde bu evde kalmışlar. Şu anda ise Yelkencioğlu Konağı adı altında müze olarak kullanılmaktadır. Dedem Niyazi Yelkencioğlu ve babam İsmet Yelkencioğlu her zaman Kandıra’ya ilkleri getirmiştir. (İlk sinema, ilk jeneratör, ilk gramofon, ilk otomobil vs...) İzmit’e bir devlet büyüğü geldiğinde ise bizim otomobili isterlermiş.
*Kandıra sizin için ne ifade ediyor?
Kandıra benim memleketim. Okulda iken yaz tatillerimi geçirdiğim cennet gibi bir yer, çok güzel anılarım var. İstanbul’a çok yakın olmasına rağmen, yolların geç yapılmasından dolayı biraz geç gelişti. Bu nedenle de çevre hala bakirliğini koruyor. Küçük yaştan bu zamana kadar hayatım İstanbul’da geçmiş olmasına rağmen on yıl önce yeni bir iş kurmaya karar verdiğimde aklıma ilk gelen yer Kandıra oldu ve bunu gerçekleştirdiğim için de çok mutluyum. Doğduğum yere yatırım yapıp gelişmesine yararımın olmasından ve isminin duyulmasına vesile olmaktan dolayı da çok mutluyum. Aynı zamanda dedelerimizden kalan arazilerimiz halen var. Benim de Kumcağız’da ailemden kalan arsada yaptığım ve sık sık gittiğim evim var.
*Nihat Erim ve Turan Güneş isimlerinden bahsettik. İki isim de Türkiye için önemli şahsiyetler. Hem Erim hem de Güneş’in Yelkencioğlu Ailesi ile olan bağı nedir?
Prof. Dr. Nihat Erim ve Prof. Dr. Turan Güneş ailemizin gurur duyduğu büyüklerimiz... Her ikisi de Türkiye tarihine damga vurmuş kişiler... Yelkencioğlu, Güneş ve Erim Aileleri, birbirleriyle kan bağı olan ve evlilik nedeniyle yakın akrabadırlar. Daha da açmak gerekirse, babamın dedesi ile Turan Güneş’in dedesi kardeş. Babaannem ile Nihat Erim’in babası kardeş. Turan Güneş’in kardeşi Saffet Güneş ile Nihat Erim’in kardeşi Saide Erim evlenmiş. 1847’de Katip Hurşit Ağa’nın 22 yaşında ticaret yapmak için İstanbul’dan Kandıra’ya yerleşmesiyle Güneş, Yelkencioğlu ve Erim ailelerinin müşterek tarihi başlar. Bazen coğrafya, bazen soyadı değiştirseler de neredeyse bir yüzyıla yakın başbakan, dışişleri bakanı, büyükelçi, belediye başkanı, akademisyen ve iş insanı gibi farklı mevkilerde çok sayıda kişi yetiştirirler. Siyaset, eğitim ve iş dünyasına belki de en çok Galatasaraylı kazandıran (beş kuşak) bu sülaleden halen üç kuşak hayatta olup mektep geleneği devam etmektedir.