Kandıra’nın geleceğiyle oynayan vatandaşı kahraman ilan etmek

13 Kasım 2015 Saat: 22:56
Konuk Yazarlar
Kandıra’da yapılması planlanan Gıda OSB projesi bir uyanık yüzünden başlamadan bitiyor. Kandıra’ya ve çevresine büyük ölçüde katkı sağlayacağı düşünülen OSB’nin kaderi Danıştay’ın vereceği kararın ardından netleşecek.

Kandıra sürekli göç veren ve gelişmişlikte giderek geride kalan bir ilçe haline geldi. Onun bu kötü kaderinin değişmesi için büyük ümitlerle hayata geçirilmek istenen Gıda OSB ise tükenen son ümit oldu.

Kandıra ve çevresindeki çiftçilerin ürünlerini satın alarak onları işleyip dünya ve türk pazarına sunmak için düşünülen OSB artık hayalden öteye geçemiyor.  Ve bütün bunlara vesile olan zatı muhterem iki domatesi eline alarak sanki çok iyi bir halt işlemiş gibi gazetelere poz veriyor.

Kandıra Gıda OSB Müdürü Hamit Eroğlu ile önceki gün bir telefon görüşmesi yaptım. Bu görüşme sonrasındaki izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Nisan ayında temel atmayı düşünüyorduk. 1’inci derece tarım arazisi olan bölgede sanayileşmeye bende karşıyım. Ancak bu bölge bu kapsam içerisine girmiyor. Bu durum öyle bir hale sokuldu ki,  bölge sanki Harran Ovası gibi görülmeye başlandı. Gıda OSB projesi Türkiye’de bir ilkti. Buradan sonra Türkiye’nin farklı 7 bölgesinde Gıda OSB’ler kurmayı düşünüyorduk. Burası örnek olacaktı.  Ancak gelinen durum hiçte iç acıcı değil. Danıştay’ın vereceği karara göre proje tamamen yatabilir” diyen Erodğlu, “ Geçtiğimiz hafta farklı illerden teklif aldık. Mersin ve Bandırma’dan arandım ve gelin buraya OSB’nizi kurun dendi. Yeriniz yurdunuz hazır dendi” şeklinde konuşmasına devam etti.  

 

KANDIRA GERİLİYOR
Eroğlu, “Bu yapılan Kandıra’ya Kandıralılara ihanettir. Sosyoekonomik bakımdan gelişmişlik düzeyi en geride olan ilçelerden biri Kandıra. Türkiye sıralamasında 433’üncü sırada. Öyle ki Tunceli’nin Pülümür İlçesinden bile gerideyiz. Oysa İzmit 7’inci sırada. Bu projeyle Kandıra’da ilk 100 arasına biranda girecekti. İlçede nüfus azalıyor, bunun sorgulamasını yapmak gerekiyor. Gıda OSB bölgede tarıma teşvik olacaktı. Tarımın canlanmasına büyük katkı sunacaktı. Aynı zamanda bölgeye bir istihdam sağlayacaktı” diyerek kaybettiklerimizi sıraladı.

 

OSB İLAN EDİLDİKTEN SONRA YER SATIN ALDI

Süreci kısaca anlatmak gerekirse 2006 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu bölgeyi OSB için ayırmıştı. Aynı yıl söz konusu vatandaş bu bölgeden arazi satın aldı. Büyükşehir bölgeye yatırımcı bulmakta zorlandı. Bunun da nedeni sanayicinin alt yapı ve hafriyat bakımından yeri uygun görmemesiydi. Bir devlet desteği alınmadan bu projeye girişildi.  Ancak 2008 yılında buna rağmen buraya sanayicileri getirildi ve gerekli yatırımı yapmaları için ikna edildi.  

 

2 DÖNÜME 720 AĞAÇ SIĞDIRDI

OSB kararı alındıktan sonra kahraman ilan edilen zatı muhterem 2 dönümlük tarlasına 1 metre arayla 720 kök ağaç dikti. Bu ağaçlarda meyve ağacı değil Mavi Ladin gibi süs ağaçları. Son derece pahallı ağaçlar dikti. Bir düşünün 2 bin 800 metrekarelik alana bir ev yaptığınızda ve yolları çıktığınızda geriye kalan alana kaç ağaç sığdırıla bilir. Ben söyleyeyim en fazla 100 adet ağaç dikilir. 

 

ESKİ KARARLAR EMSAL SAYILIR MI?

Kandıra Gıda OSB’nin kurulacağı alanın yüzde 95’i toprak sahipleriyle mutabakat sonucunda alındı. Yüzde 5’iyle de mahkemelik olundu. Mahkemeler çözüldü. Yine OSB mahkemeye verildi ancak mahkeme OSB lehinde karar verdi.  Bakalım Danıştay bu kararları emsal sayacak mı?

 

BÖYLE TESADÜF OLUR MU?

Zatı muhteremle ilgili bir araştırma yaptım kendisinin yıllar yıllar önce Sabiha Gökçen arazisinde de yeri olduğunu ve o dönem, Kandıra Gıda OSB ile yaşadığı itilafın benzerini yaşadığını duydum. Tesadüfler zinciriyle süslü bu olaylar insanın aklına binbir türlü soru getiriyor. Kandıra Gıda OSB Müdürü Eroğlu, “ Bu vatandaş beyan ettiği gibi 2005 yılında değil, OSB fikrinin kesinleştiği 2006 yılında bu toprağı satın aldı” diyor.

 

NE İSTEDİN KANDIRA’DAN

Ülkenin yüzde 3’ü tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor ve geçtiğimiz yıl 85-90 Milyar dolar tarım ve hayvancılık ürünleriyle ilgili ihracat yapıyor. Neresi mi Hollanda…

Peki, ülkenin yüzde 30-35’i tarımla uğraşan Türkiye’de bu rakam neden 17,5 milyar dolar?

Çünkü biz maraba, Hollanda ağa. Bizim ürettiğimiz fındığı birkaç dolara Hollanda’ya satıyor, o fındıktan yapılan çikolatayı da satın alıyoruz.

Tarım ülkesi Türkiye, işin hamallığını yapıyor aracı ülke Hollanda malı işleyip bize ve diğer dünya devletlerine satıyor.

Tabloyu gözünüzün önüne bir getirin.

Kandıra küçük bir Hollanda yapılmak isteniyordu, kaderinin değişmesini istiyordu, İstanbullu bir uyanık geliyor ve bütün bu projeyi tek başına çöpe attırdı.

Elimizi vicdanımıza koyalım, yapılan ihanetin farkına varalım. Kahraman ilan ettiğimiz sözde doğa dostu vatandaş, tarım arazisine fabrika yaptırtmam diyor. Tarımın ve havyacılığın gelişmesinde büyük katkı sağlayacak bir kompleks, bir kişinin kompleksi yüzünden yok olmak üzere. Allah yoksunu olan insanlara biraz vicdan versin.

Erdal Sertel, direkten döndü, Barbaros Tantan birkaç hafta önce yüreğimizi ağzımıza getirdi. Hiç beklemediğimiz bir haber aldık Aybey Kahramanlı kalbine yenili. Onun cenazesinde, kalp krizi geçiren ve aylardır yoğun bakımda olan Ali Aydemirel’i andık. Ve bugün o da yok. O da Aybey’in arkasından gitti.

Meslektaş ağabeylerimiz, arkadaşlarımız birer birer bizi yalnız bıraktı. Hepsinde kalp krizinden öldü. Düşünüyorum, hamer mahallesine gitmek için son sürat otomobil kullanan gazeteci, toplumsal olayların tam ortasında olan gazeteci, her tehlikeye en yakın alanda duran gazeteci, neden bu tür kazalar sonucunda ölmüyorda kalp krizi geçirerek ölüyor diye.

Cevabını bildiğimiz bir soru bul.

Kalbimiz kırık.

Gazeteci günümüzde itilen kakılan, eleştirilen bir meslek kolu haline getirildi. Bunu kimi zaman meslekten olmayanlar yaptı kimi zaman mesleğin ahlakına nail olmayıp aramızda olanlar yaptı.

Bülent Ekinci

     Bülent Ekinci

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları