Ünal CANKURT
Ahsen ağabeyimize bu sözler hiç yakışmadı!
9 Mart 2010 Saat: 18:14
Önceki günlerde gazetemizde ve sitemizde Antaplı Köyü Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Aydın Tezer kardeşimiz bizi arayarak, derneklerle ilgili bir yazı kaleme aldığını ve bunu yayınlamamızı rica etti. Aydın Tezer’in kaleme aldığı yazısında bazı derneklerin kendilerini gündemde tutmak için sık sık gazetelerde yer aldığını, derneklerin asıl işinin gazetelerde reklâm amaçlı değil, hizmet amaçlı yer alması gerektiğini düşünerek bizlere bir mail atmıştı. Biz de bu yazıyı sizlerle paylaşmıştık. Gazetemizde yayınlandıktan sonra Başkan Aydın Tezer bizleri arayarak, “Haberin çok güzel olmuş. Her şey benim yazdığım gibi. Ama en sonuna o bir cümlelik yorumu eklemeseydin iyiydi” demesi üzerine bizde o yorumu bir gün sonra gazetemizde tekzip ettik. Daha sonra telefonlarımız dernekler tarafından aranmaya başladı. Kan-Çev Derneği Başkanı Kenan Seyrek, “Yarası olan gocunur. Bizim böyle bir sıkıntımız yok” diyerek görüşlerini bu şekilde belirtti. Ardından Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanı Recep Yıldız bizi arayarak, “Böyle bir haber yaparken, bize de sorsaydınız çok iyi olurdu. Kandıralı biri olarak bu gerçekten bizlere yakışmadı” dedi ve telefon görüşmemiz sona erdi. İlerleyen saatlerde Aydınlar Ocağı Başkanı Ahsen Okyar arayarak, söze “Öyle bir dernek var mı?” diyerek, derneği küçümser bir edayla konuşmaya başladı. Okyar devamında, “Ünal Bey bu haber mi Allah aşkına?, istesem ben bu derneği kapatırım” diyor ve Antaplı Derneği’ne ağza alınmayacak argo kelimeler ve tehditler savuruyordu. Ayrıca bana gönderilen bu e-mail’i gazetede yayınlamamı da küçümsüyor “buda haber mi Allah aşkına” diyerek alaya alıyordu. Antaplı Köyü Derneği Başkanı Aydın Tezer’e yönelikte inanılmaz bir hiddet ve celalle onu işinden edeceğim diyordu. “Hiçbir kişi bizim hakkımızda böyle bir haber yapamaz, yapana da haddini bildiririz” diyerek bu sefer hem bana hem de dernek başkanına sopa göstermeye başladı. Ayrıca bunları yapabileceğini ispat anlamında üst düzey bürokrat ve siyasetçilerle olan diyalogunu anlatmaya başladı. Ahsen Bey’i sevdiğimden ötürü bu sözleri kendisine yakıştıramadım. Bir anlık sinirle söylediğini düşünerek, sabırla Ahsen Bey’i dinliyordum. Kandıralılar Derneği’nin başarısını bizlere bir bir sıralamaya başladı. Ahsen Bey, “Bugüne kadar gazetelerde yer aldığımız gibi bugünden sonra da yer alacağız. Biz 16 yıllık derneğiz” dedi. Eyvallah bundan hiç şüphemiz yok. Zira Ahsen Beyin bu konuda ne derece mahir olduğunu bilmeyen yok. Aslında Antaplı Köyü Dernek Başkanının dediği de bundan başka bir şey değildi. Ahsen Bey, Aydın Tezer’i aradığını ve bu konuda kendisinden bilgi aldığını, fakat böyle bir şey söylemediğini ve Tezer’in, “Ünal Bey kafasından uydurarak yazıyor” şeklinde konuştuğunu ifade etti. Bende Ahsen Bey’e olmamış bir şeyi, olmuş gibi yazamayacağımı belirttim. Bu konuda dik durduğumu, elimde Dernek Başkanından gelen e-mailin aslının mevcut olduğunu (ıslak imzalı olmasa da dijital imzalı) ve aynısını yayınladığımı ifade ettim. Bu görüşmemiz saatlerce sürdü. Daha sonra iyi günler dileyerek, görüşmemiz sona erdi. Ahsen Bey, haberi sitemizde görünce bizi birkaç gün sonra tekrar aradı. “Buyurun Ahsen abim”, deyince “Abi kelimesini kaldır. Bundan sonra kendine dikkat et. Seni tuz buz edeceğim. Bizlere bugüne kadar kim ne söylediyse belalarını buldular. Sende belanı bulacaksın. Telefon rehberimden ve özelimden seni siliyorum” diyerek bu sefer direk beni üst perdeden bir ses tonuyla tehdit etmeye başladı… Bende, “Ahsen abi, ben yanlış yapmadım” deyince “Abi yok artık aramızda. Aydın Tezer’le görüştüm. Çocuk bin pişman. Bu haberi sen kendin yazmışsın” diyerek telefonu kapattı. Ahsen Bey’in bu iddiaları üzerine bende Aydın Tezer’i arayarak, yanlış yaptığını ifade ettim. Yalnız dikkatinizi çekerim. Ahsen Bey, Aydın Tezer’in bin pişman olduğunu belirtti ve ardından yazıyı benim uydurduğumu söyledi. Şimdi hem sen söylememiş olacaksın hem de pişmanlık duyduğuna dair ifadeler kullanacaksın. Benim bildiğim Ahsen Ağabeyimiz zekidir. Burada bir çelişki olduğunu fark etmiştir herhalde. Daha sonra çok sayıda dernek başkanı arayarak, konu ile ilgili çok olumlu konuşmalar yaptı. Demek ki bir tek en çok değer verdiğimiz Ahsen ağabeyimiz bu işe çok kızgın hatta kızgınlığında ötesinde bizi tehdit etti ve nüfuzunu kullanarak gücünü göstereceğini, bizi bitireceğini, gönlünden ve çevresinden sildiğini söyledi. Umarım yine tüm bu sözleri kızgınlıkla söylemiştir. Düşünsenize o e-mail de bütün derneklerle ilgili ifadeler kullanılmış ama ne hikmetse sadece Ahsen Okyar bu işe çok kızmış ve inanılmaz tehditler savuruyor. Neden acaba? Bileniniz var mı? Yoksa gerçekler acıdır düsturu mu söz konusu? Sadece soruyorum. Kocaeli Dernekler Federasyonu Başkanının Yorumu Kocaeli Dernekler Federasyonu Başkanı sitemizde haberi okuyunca altına yorum yazmış ve telefonunu da koymuş. Yorumu aynen şöyleydi: “Kardeşim ağzınıza sağlık, gerçekleri dile getirdiğiniz için teşekkür ederim. Herkes artık gerçeklerin farkında. Kimin nereye varmak istediğinin de farkında.” Vay sen misim bu yorumu yapan Ahsen ağa onu da aramış ve başlamış tehditlere. Fakat herkes bizim gibi değil. Başkan, kendisini tanıtıp zılgıtı çekince Ahsen ağa susmuş ve özürlere başlamış. Ama yinede başkan beni arayıp o yorumu kaldırmamı istedi. Neden mi O da Üniversitede çalışıyormuş ve bu insanlar bana da zarar verebilirler dedi. Neyse sonra bizde telefonunu oradan kaldırdık. Fakat bakar mısınız insanların cüretine herkesi tehditlerle yıldırmakta, bu dernekler sayesinde elde ettikleri nüfuzu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta. Bu üzücü olayı sizlerin yüksek anlayışınıza bırakıyorum. Biz yine de Kandıra için hizmet eden herkesin yanında sonuna kadar yer alacağız. İlçemize zarar verenlerin kendi nefisleri doğrultusunda Kandıra kimliğini kullananların da sonuna kadar Kandıra halkıyla beraber yakasını bırakmayacağız.
Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu
Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
Yazarın Diğer Yazıları