Ünal CANKURT
Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz
15 Mayıs 2014 Saat: 15:09
Annesine önem ve değer veren hayırlı evlatlar annelerinin yanından bir an bile ayrılmazken, hayat koşulları ve işi gereği annesinden uzak kalan evlatlar bu özel günü vesile ederek annelerinin bu güzel gününü kutladılar. Bu vesileyle tüm annelerin gününü gönülden kutlarım.. Önceki yıl annem ve kayınvalidem ile anneler gününü hastanede kutlamıştık. Onlara anneler günüyle ilgili yazdığım köşe yazımı okumuş, çok duygulanıp bana dua etmişlerdi. Annem başarılı bir ameliyat sonrasında yaşamını sürdürürken kayınvalidem Nezahat Çakır ise lenfoma hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu anneler günü bizim duygulu bir gün yaşamamıza vesile oldu. Evlat sahibi olmadan bazı gerçekler fark edilemiyor. Anne baba olduğunda evladının gelmesini veya telefonla aramasını bekleyen bizler bu özel günün değerini bu vesileyle daha iyi anlıyoruz. Anneler gününde herkes annesine koşarken, imkanı olmayanlar ise telefonlarla annelerinin bu özel gününü kutladı. Annelerini kaybeden yavrular ise kabirlerine giderek dualar okudu. Tabi ki tüm evlatlar aynı düşünce ve fikirde olmayabilir. Onlarda bir gün evlat sevgisi tattığında bazı gerçekleri görmüş olacak. Belki de o zaman anneleri hayatta olmayacak. Kısaca anneler gününü özetlemek gerekirse; Atalarımız, ana gibi yâr, vatan gibi diyâr olmaz demişlerdir. Hakîkaten dünyâyı diyâr diyâr gezsek, anamız gibi bizi bağrına basarak sevecek ve şefkatle kucaklayacak bir ana bulamayız. Evinize gittiğinizde kapıda anneniz yavrum diye karşıladığında mutlu ve huzurlu olursunuz. Ya kapıda karşılayacak anneniz yoksa
En sevdiğiniz bile size bu duyguları veremez. Cenâb-ı Hakk'ın özellikle annelere lütfettiği şefkat duygusu, anneleri; istirâhatini, sıhhatini, yeme-içme ve giyinmesini düşünmeden bütün imkânlarıyla çocuğuna hizmete sevk eder. Annenin bu sonu ve sınırı olmayan fedâkârlıklarının bedelini, evlâdın maddî bir karşılıkla ödemesi mümkün değildir. Bunu anne ve baba olmadan anlayamayız. Dünyaya gözlerimizi açtığımızda ilk gördüğümüz anne sevgisi ve şefkatidir. Annelerin elinde büyüyüp serpiliriz. Kendi ayaklarımızın üzerine bastığımızda dünya meşgalesinden bazen anne ve babalarımızı unutuveririz ama anne ve babalar bizleri bir an bile unutmaz. Bizi dünyaya getirmekle yetinmeyen, hayata hazırlayan ve karşılaştığımız her sıkıntıda mutlaka yanımızda olan annelerimizin hakkını ödemek imkansızdır. Henüz elini kolunu oynatamayan, isteklerinin ne olduğunu söyleyemeyen bizlere annelerimiz koruyucu bir melek olmuş ve ne istediğimizi biz söyleyemeden onlar yapmışlardır. Her şeyden önce annelerimiz bizim ilk öğretmenlerimiz olmuştur. Yalanın, insanları aldatmanın ve onlara zarar vermenin yanlışlarını ilk onlardan öğrenmişizdir. Belki kendileri aç kalmışlardır ama bizleri hiçbir zaman aç bırakmamışlardır. Annelerimiz yeri gelince en yakın dostlarımızdan daha öte bir dost olmuş bütün sıkıntılarımızdan kaçıp sığındığımız korunaklı bir liman olmuşturlar. En küçük dertlerimizde bile dünya yıkılıyormuşçasına hareket ettiklerini ve bizim yanımızda olduklarını görmüşüzdür. Kalplerinde şefkat ve merhametin en büyüğünü bizler için yaşatmışlardır. Kızdıklarında bile gönülden gelen sözler söylememişlerdir. Geleneklerimizde bir söz vardır: Babaların bedduası tutar da annelerinki tutmaz diye. Çünkü onların bedduaları gönülden olmaz. Ne olursa olsun kalpten gelerek bize beddua etmezler. Anneler hayatları boyunca çocukları için yaşarlar. Onların kıymetini kaybetmeden önce mutlaka bilmeli ve gönüllerini hoş tutmalıyız. öff bile demeden, yanımızdan ayırmadan baş tacı etmeliyiz. Unutmayın cennet annelerin ayakları altındadır.
Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu
Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
Yazarın Diğer Yazıları