Asırlık yerlerine orman dendi, sorununu kaleme alarak hükümete seslendi Kandıra ve köylerinin son zamanlarda yaşadığı orman kadastrosu sonrasında yüzlerce vatandaş Orman tarafından mahkemeye verilerek atalarından kalan yerler Orman diye ellerinden alındığını iddia ediyorlar. AK Partinin kuruluşundan bu güne kadar Kandıra İlçe teşkilatında önemli noktalarda yer alan bir AK Partilinin Kandıra’nın en büyük sorunlarından biri olan orman kadastro sorununu kaleme alarak hükümete ve yetkili mercilere bir mektup göndermiş. Kandıra’da yüzlerce çiftçinin arasından sadece birisi olan AK Parti kurucu İlçe Başkanlığı görevini yapan AK Parti Millet Vekili adayı olan İlçemizin tanınan ve sevilen simalarından emekli öğretmen Mahir Yıldırım bakın kendinin ve yüzlerce çiftçinin sıkıntılarını nasıl kaleme almış.. “Kocaeli İli Kandıra İlçesi Kurtyeri Köyünde 1957-1960 yılarında Kadastro çalışmaları yapılıp bitirilir. Köy Orman Köyü olmasına rağmen orman Kadastrosu yapılmamıştır. Bu yıllarda Köyde büyük baş hayvancılık yanında keçi ve koyun gibi küçükbaş hayvancılıkla da iştigal edilmektedir. Köyde tarım genellikle kara sabanla yapılmakta olup tarım arazilerinin belirli bir kısmı işlenebilmektedir. Kadastro çalışmaları esnasında işlenen bölümlerin ölçümü ve tescili yapılırken işlenmeyen araziler kadastro dışı bırakılmıştır. Bu boş alanlar genellikle orman kenarlarındadır. 1960’lı yıllarda bölgede keçi beslenmesi sınırlandırılırken tarım araçlarının gelişmesi pulluk ve traktör kullanımı neticesinde hayvanların gelip geçme ve barındırıldığı alanlarda işlenmeye başlanmış bir kısım tarım alanına fındık bahçeleri kurulmuştur. Kurtyeri köyünde 13.09.1989 ile 25.09.1989 tarihleri arasında orman kadastrosu çalışmaları yapılırken sonradan ekilmeye başlanan yerler ile fındık bahçeleri 6831 sayılı Orman kanununun 19.06.1986 tarih ve 3302 sayılı kanunla değişik 2. maddesinin B bendi müvacehesinde ; “ orman sayılan yerlerden : A) Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve mikilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler, B) 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık, ( antep fıstığı, çam fıstığı ) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları, Orman sınırları dışına çıkartılır.” Şeklindeki hükmünce 2/B alanları olarak tespit edilmiştir. Bahse konu yerlerin ekim ve bakımı sahipleri tarafından 2010 yılına kadar devam ettirilmiştir. 2010 yılı içinde bu alanların zilyetlik tespitinde 2/B alanı değil; orman alanı olduğunun 22.05.1990 tarihinde askıya çıkartılan Orman Kadastro çalışmaları neticesinde kesinleştiği bildirilmiştir. Bu alanların içinde 1960 yılı ile 1980 yılları arasında Fındık Bahçesi yapılan yerler de bulunmaktadır. Orman kadastrosu yapılırken 15-20 yıllık Fındık bahçeleri çalılık ismi altında Orman Sınırları içinde gösterilerek 6831 sayılı Orman kanununda değişiklik yapan 3302 sayılı 2/B alanlarının tespitini emreden kanunu da muhalefet edilmiştir. Bilir kişiler vefat ettiğinden sağlıklı bilgi elde edilememiştir. Bahse konu alanlar dedelerimiz ve babalarımızın kullandığı yerlerdir. Ormandan açılan yerler değildir. Bunun en önemli delili, bahsedilen arazilere komşu Orman örtüsünün belirgin şekilde muhafaza edilip korunmasıdır. Öyle ki, bu orman örtüsü Özel Orman görünümündedir. Genel Orman alanından kolaylıkla ayırt edilebilmektedir. Oran işgali sebebiyle tutulan zabıtlar neticesinde açılan davalarda, buraların orman alanında olduğu bilmediğimizi, 2/B arazisi bilerek işlediğimizi, 2/B arazisi olmadığını öğrenince terk ettiğimizi bildirmemize rağmen mahkum edildik. Bir yanlış uygulama neticesi yüzlerce ifade edebileceğimiz köylümüzün mağduriyetinin önlenmesi, bu bölgede yapılacak yeni bir orman kadastrosu yenilemesi ile mümkün olacaktır. Saygıyla arz olunur” diyerek mektubu sonlandırmış. Bakalım yüzlerce vatandaşın Orman Kadastrosu sonrasında mağdur olduğu bu konuyu Mahir Hocamızın bu güzel mektubuyla çare olabilecek mi ? Biz de bu mektubu köşemize taşıyarak yetkili mercilere tekrar bu sorunu duyurmak istedik.