Kapı arkalarında bazıları şu günlerde bir hesap yapıyor. Ülkesi, milleti için değil menfaati ve yandaşları için.

Bu sinsi projeleri eğer hayata geçirebilirlerse neler mi yapacaklarmış?

Onları kim muhalifse, onların kim karşısındaysa, onların çekecekleri varmış.

Herkes milleti, ülkesi için bir yerlerde olmak ister, bunlarda halka hizmetkar olmaya değil efendi olmak için şimdilerde Kandıra’da kulis yapıyorlar. Tabii ki sözümüz sadece bu tür art niyetli kişilere.

Hala birileri siyasetin gücüyle halkını nasıl ezerim onun hesabını yapıyor.

Bu öfke, bu kin niye?

Madem çok kabadayısınız, madem çok güçlüsünüz yapacağınızı şimdiden yapın muhaliflerinize, karşınızda olan gruplara. En azından o partileri adınızla kirletmemiş olursunuz.

Bazı kişiler devlet kurumları ve belediyenin yan kuruluşlarına girmek için elli takla atıyor.

Ekmeği için mücadele edenlere amenna ve sellem.

Buralarda idareci ve sorumlu olan bazı kişiler yandaşlarını korumak için çevresindekileri kırıp döküyor.

Aslında çok doluyum, sabrediyorum.

Biz sustukça bu kişiler kendilerini bir şey sanıyor.

Aslında yazacağım, çizeceğim o kadar çok şey var ki maalesef bazı bu isimler hala kendini bir şey sanıyor.

Cadde ve sokaklarda konuşup konuşup duruyor. Hatta ve hatta bizleri bile eleştirip küçümsüyor.

Kim bunlar, kendini halkın üstünde gören, kendini Kandıra’ya efendi yapmak isteyen bazı kendini bilmezlerden başkaları değil.

Türkiye büyük badire atlattı. Dış düşmanlarla uğraşırken 15 Temmuz’da iç düşmanların saldırısına uğradı. Ülkemiz bunlarla mücadele ederken birileri hala mevkii makam için çevresini kötülemekle, eleştirmekle bir dakika bile zaman kaybetmedi.

Neymiş bunların diploması varmış, neymiş bunlar idareciymiş, neymiş bunlar şucuymuş buçuymuş, neci olursanız olun insan olamadıkça elinizde ki unvan, para, makam ne işe yarar?

Farkında mısınız bilmem, bazı kişiler, o mevkii makamlara gelene kadar ne kadar masum, ne kadar mazlum bir insan görünümü sergiliyorlardı. Hani bir atasözü var; “Kabadayı, kendini anlatırken suçunu itiraf edermiş.”

Farkında mısınız bilmem, küçücük Kandıra’da birileri kendilerini o kadar büyük görüyor ki sormayın gitsin.

Kimi siyasette kendine bir yer bulmuş, kimisi bir mahalle muhtar olmuş, kimisi bir kuruma müdür olmuş. Bunlar buraya gelirken halkına hizmet, hizmetkar olmak için gelmişlerdi.

Çevrenizde ki bu tür kişilere bir bakın işte o zaman bu yazıyı kime yazdığımı daha iyi anlarsınız.

Bazen nelere şahit oluyoruz biliyor musunuz,

Makamlarında o atıp tutanlar, o makamın gücüyle çevresine korku salıyor.

 İşte bunlar bu kadar adam!

Bizler alttan aldıkça, biraz sessiz kaldıkça bunlar kendini daha da iyi anlatıyor.

Halk gerçekleri bu şekilde daha iyi biliyor ve öğreniyor.

Bizler sabredeceğiz ülkemiz için, ilçemiz için. 

Bir örneği de vermeden geçemeyeceğim. 

Tilki en uyanık hayvan sanır kendini, cılız ve zayıftır. Balık ise en saf hayvan görünür, semiz ve kiloludur.

Bu örnek her şeye yeter artar sanırım.