Cadde ve sokaklarda, mahalle ve köylerde konuşulan son söz 7 Haziran Pazar günü belli olacak. Çoğunluğun verdiği karara herkesin saygılı olacağına inanıyorum. Seçim sonrası konuşmanın gereksiz ve boş olduğunu düşünüyorum. Halkın son sözü söylemesine 3-4 gün kaldı. Burada özgür iradesi ile kullandığı oyu ülkemizin kaderini belirleyecek. Yani sokakta seçimden sonra konuşmanın gereksiz ve boş olduğunu düşünüyorum. Kandıra’nın her köşesinde şu günlerde 4 parti konuşuluyor. Kilit parti HDP gibi görünse de herkes Ak Parti’nin yeniden iktidar olacağını düşünüyor. HDP meclise girdiği takdirde Türkiye’de bütün dengelerin bozulacağı endişesi siyasi kulislerde en çok konuşulan konulardan biri. Küçücük Kandıra’da inanın insanlar birbirine seçim sürecinde farklı bakar oldu. Bunlar farklı partilerin mensupları değil aynı parti içerisinde aynı davayı savunan kişiler arasında. Bu seçim sürecinde görev üstlenen başarılı kişiler takdir edilme yerine farklı cümlelerle eleştiriliyor. Bu AK Parti, CHP ve MHP’de de aynı… Kandıra’da şu günlerde bir grup kişi son kozlarını oynuyor. Kibir, gurur, almış başını gidiyor. 3-5 kuruş parası olan kendisini Kandıra’nın ağası sanıyor. Altındaki arabayla halkına hava atıyor. İlk kez para gören, ilk kez lüks arabalara kavuşan bu kişiler, şu an kendilerini Kandıra’da kral zannediyor. Kendinize gelin beyler! Unvanla, parayla, malla, mülkle adam olunmuyor… Neyinize güveniyorsunuz? Kendine ne yapılmasını, nasıl davranılmasını istiyorsan bir başkasına onları yap… Herhalde bu sözün çok şeyi anlattığını düşünüyorum. 7 Haziran’da kendimize vekil tayin ederek haklarımızı savunmaları için meclise göndereceğiz. Artık bizler değil 5 yıl boyunca onlar konuşacak biz dinleyeceğiz. Sevsek de sevmesek de vekil tayin ettiğimiz bu kişilere 5 yıl boyunca itaat edeceğiz. Küçücük hataları büyüten bizler, seçimden sonra birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız. Onun için konuştuğumuz her sözün nereye gittiğini bilerek konuşmak gerekir. ***************** Dümakşam Berat Kandili idi. Allah’ımıza ellerimizi açtık, sabahlara kadar af ve mağfiret diledik. Kusurluyuz, günahkârız, bu yalvarışımız bunun içindi… Allah’ın verdiği nimetlere, sağlımıza sıhhatimize, bu yaşadığımız güzel günlere, yediğimiz içtiğimiz nimetlere, vücudumuzun tüm azalarına şükrümüzü eda ederken, anne ve babalarımız, evlatlarımız, yakın ve dostlarımız için de dualar ettik. Küçücük ilçede yaşıyoruz, her gün birbirimizi görüyoruz. Ama nedense herkes birbirini kötülüyor. İşte bu Berat Kandili geçmişte yaptığımız hataların telafisi için en güzel bir gün. Berat Kandili nedeniyle dost, akraba, komşu, arkadaş, aile fertleriyle barışmanın en güzel vesilesi bence… Şöyle bir çevremize bakalım. Konuşmadığımız, küs durduğumuz kişilerle neden yıllardır dargınız. Cevabını bile veremiyorsunuz değil mi? Kapris, gurur… En sevdiğiniz size argo bir kelime kullansa onla küs kalır mısınız yoksa “sensin o kelimenin sahibi” deyip gülüp geçer misiniz? En kızdığınız kişi size şöyle bir yan baksa bunu bile hazmedemezsiniz…Ya orayı terk eder ya da o kişiye hakaret edersiniz… Sevgi kötü sözleri eritiyor, nefret ve kin ise bir bakışı bile körüklüyor. Bu vesileyle geçmiş Berat Kandilinizi kutlar, ülkemizin birlik ve beraberliği için sadece sandıkta konuşalım…Gerisi boş ve angarya…