Toplum içinde değer görmek için halkla içice olduğunu onların yanında olduğunu göstermeye çalışan riyakâr insanların daha sonra edindiği bilgileri eleştirileri yaranmak istedikleri makamlara ileterek adeta gammazlık, muhbirlik ve münafıklık yaptığını görmek için artık müneccim olmaya gerek yok. Kendini dürüst gösteren bu insanlar, her gün herkesin etrafında dostumuz ahbabımız hatta daha da ötesi sırdaşımızmış gibi gösterip, hedefledikleri rütbe ve makamlara erişmek için kendi komşularını dahi dakika dakikasına yerlerine ulaştırmayı ihmal etmiyorlar. Bu kişiler kim? Bunların kim olduğunu aslında çok kişi biliyormuş bir bizim haberimiz yok. Maalesef ben yeni öğrendim. Rütbe ve unvan peşinde olan kişilere çok dikkat edin. Şimdi çevrenizde bulunan dürüst siyasetçi görünümündeki casuslara dikkat edin. Yalnız şunun bilinmesini isterim ki bu insanlar sadece kullanılırlar. Nasıl tek kullanımlık ambalajlar var ya işte onun gibi kullanılır ve bir kenara atılırlar. Tarihte bunların bir yerlere geldiği de görülmemiştir zaten. Sadece dalkavuk olurlar o kadar. Ve öyle de sürer hayatları. Küçücük bir ilçede dostlukların olduğu kadar nefretlerinde olacağı aşikâr, ancak bunun açık ve dobraca yapılması gerekmez mi? Düşmanın bile dürüst olanı makbulken, dost görünenlerin bir ufacık nüfuz, bir ufacık iltifat veya bir ufacık menfaat uğruna ihanet içinde olmalarına akıl sır erdirmek mümkün değildir. En azından benim prensiplerim ve doğrularım öyle gösteriyor. Bizler kendi penceremizden baktığımızda herkesi dost ve arkadaş olarak görüyoruz. Fakat görevimizin gereği yaptığımız haberlerden dolayı demek ki ilçede bazılarının tepkisine neden oluyoruz. Ama bunun tersi olarak görevimizi layıkıyla yapmayıp bu zümrenin yalakalığını yapacak olursak yakışır mı bizim kişiliğimize, yakışır mı bizim Kandıralılığımıza ve ayrıca tüm Kandıralıların tepkisini göremez miydik? O yüzden bizler hem kendimizin hem de görevimizin vermiş olduğu sorumluluğun bilincindeyiz. Kandıra Belediyesinin bizi taciz etmesine iki günde bir zabıta göndermesine artık alıştık, geçen günde yine gazetemizin irtibat bürosuna zabıta gönderdi. Zabıta ekipleri kerhen de olsa görevlerini yaptıklarını ellerinden bir şey gelmediğini dile getirdiler. Buraya kadar her şey normal. Ancak bu zabıta nedense sadece bize zabıtalık yapıyor galiba, çünkü başka hiçbir işyerine gittiğini görmedim. Yazıktır bu arkadaşlara, başka görevlerini ihmal ediyorlar bizim peşimizden koşmaktan. Başka görevleri yok mu Allah aşkına, sadece Ünal Cankurt’u mu takip edecek bu zabıtalar. Bu insanların görevi bu mu? Gitsinler sağlıksız işletmeleri takip etsinler, şehir içinde ki keşmekeşliği takip etsinler, ruhsatsız yapılaşmayı takip etsinler. Bizimle boşuna zaman kaybetmelerine gerek yok. Şimdi bunları hatırlattım ya hemen aynı kızgınlıkla saldırıya yine geçecekler biliyorum. Çünkü onların öfkesine maruz kalmak için herhangi bir şey yapmamıza bile gerek yokken, biz görevlerini hatırlatıyoruz ya tepkileri gecikmez merak etmeyin. O öfke ile sadece kızdıklarına saldıracaklarına, biraz sakinleşseler yanındaki pohpohçuların ne halde olduklarını görebilir. Halk her şeyin farkında şimdi. Partiye olan teveccüh bazen maalesef beceriksiz, basiretsiz ve kişiliksiz insanların bir yerlere gelmesini sağlayabiliyor. Türkiye’de olduğu gibi Kandıra’da da bu düşünceler içinde büyük kitlenin oyuyla göreve gelen bu parti mensupları 8 ay gibi bir zaman zarfında maalesef tüm sermayelerini tükettiler. Bu kadar çabuk foyalarının ortaya çıkması hem iyi hem de temsil ettikleri parti bakımından çok yazık. Artık ilçemizin her köşesinden tepkiler çığ gibi büyüyor. Bu da AKP’ye bakışların değişmesine neden oluyor. Halen bu bizim başarımızdır diyerek kendilerini Kaf dağında görmeleri ayrıca il teşkilatının da bu duruma sessiz kalması ilçemizde öfkeleri doruğa çıkarıyor. Kaybeden her zamanki gibi yine ilçemiz oluyor!