Ünal CANKURT
Çiftçinin kaleminden dökülenler
3 Mart 2010 Saat: 16:53
Teksen Köyü’nde çiftçilikle geçimini sağlayan Nezih Altınbay’ın kaleme aldığı yorumsuz bir mektup.Noktasına, virgülüne dokunmadan köşeme alayım, yorumunu sizler yapın lütfen! Dünyada tarımda kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biriyiz diye öğrenmiştim ilköğretim yıllarımda. Bir çiftçi çocuğu olduğum için gururlanırdım bu durumdan. Her çeşit tarım ürününün yetiştiği ülkemizde, bazı ürünlerde dünya sıralamasındaydık. Köylü neşe içinde çalışır, üretirdi. Rahmetli babamın öküzlerle çift sürerken ıslık çaldığı günler, kadınlarımızın orak biçerken söylediği o yanık yanık türküler hiç aklımdan çıkmaz. Yaptıkları işler zordu ama ürünleri değerliydi, para kazanabiliyorlardı. Bir de geldiğimiz bu günlere bakalım çiftçilerin yüzü gülmüyor, köylü borç, faiz, icra üçgeni içinde boğulmuştur. Köylü hayvanından, traktöründen sonra çocuğunun geleceği sayılan topraklarını satmaya başlamıştır. Örgütsüz olduğu için krizin faturasının çoğu çaresizlik içerisindeki köylüye ödettirilmek istenmektedir. Bu gün ülkemiz ihraç ettiği ürünleri ithal etmek zorunda kalmıştır. Pamuk, ayçiçeği, mısır, fasulye, pirinç, soya, susam, şeker hatta buğday ithal etmektedir. Bunlara birde hayvansal ürünler eklenmek üzeredir ki bildiğimiz gibi ülkemizde kırmızı et ve süt sıkıntısı baş göstermiştir. Peki, hayvancılık bu duruma nasıl düşmüştür, bu soruya yanıt ararken beş yıl geriye gitmek gerekir. Hepimiz hatırlarız o dönemde 480 Kuruş olan süt, bir kalemde 380 Kuruş’a düşürülmüştü. Oysa girdiler artmış, mazeret hazırdı. Üretim fazlası var deniliyordu, fakat hiçte öyle değildi. Asıl neden (SEK) özelleştirilmiş süt, tekellerin eline geçmişti. Tabi bunlara AB ve İMF dayatmalarını unutmamak gerekir. Her fırsatta tarımda fazla istihdam olduğunu ve tarımdan elini çekmeyen AB ve İMF amacına ulaşmıştır. AB’nin amacı zaten üretim fazlalıklarına pazar açmaktır. Alın size 72 milyonluk bir Pazar, peki çözüm mü? Değildir... Bu işsizliğin artması köylünün daha da fakirleşmesidir. Hiçbir ülke üretmeden ithal yoluyla kalkınamaz. Böyle olacağı belliydi, hangi çiftçi 5 yıl aynı fiyata süt, et satarak ayakta kalabilir. Geçen yıl 300 bin süt sığırı kesime gitmiş. Bu hayvanlar elde kalsaydı en az 250 bin yeni olurdu. Köylü kolay kolay süt veren sığırını satmaz. Gelinen noktaya bakın ki para kazanmayınca ve borçlu olduğu için süt sığırlarını kestirmiştir. Bunların yansıması olarak süt ve et fiyatları artmıştır. Geçen günlerde süt sanayicileri bir açıklama yaptı. Süt fiyatlarına artık en fazla 15 gün zam yapmadan durunuz diyorlar. Be kardeşim senin ham madde, tedarik için olan köylü 5 yıldan beri 40–50 kuruştan süt veriyordu. O zaman gık çıkartmıyordun. Köylü ne yapsın belki bu fiyatlar bir miktar fazla olabilir. Bu gerçek bir tarım-hayvancılık, politikayla orta yol bulunması gerekir. Köylü belki de ilk defa para kazanacak. Fakat bu seferde elinde zaten hayvan kalmadı. Geçenlerde üzücü bir olay yaşadık bir kardeşimiz elinde tüfek Tarım Kredi Kooperatifini bastı. Yanlıştı ama bunalan bir insanın ne yapacağı da tabiî ki belli olmuyor. Burada borçlu, avukat- kooperatif ilişkisinde çok köylü bu duruma neden düşmüştür, neden borcunu ödeyememiştir? İyi analiz edilmesi gerekir.. Yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı birçok köylü zor duruma düşmüştür. Rusya, Türkiye’den 500 bin ton beyaz et ithal etmek istiyor. İnşallah ağzımıza gözünüze bulaştırmayız. Türkiye’de başka ülkelere nazaran girdiler yüksek olduğu söyleniyor. Devletin beyaz et ve entegrelere ciddi bir destek vermesi gerekir. En basit örnek bizim kümeslerin su fiyatları yüksek, neymiş ticarethane gözüküyormuş. Kardeşim burası tarıma dayalı bir ticarethane neden ucuz olmasın. İşte en basit bir olay. Bir çiftçi gözüyle neler yapılmalı: 1. Çiftçiler için sicil affı çıkartılmalı ve yedine düşük faizli kredi ile desteklenmeli 2. Kangren olmuş borçlar yeniden yapılandırılmalı ve uzun vadelere yayılmalı. 3. Küçük bir miktar kaliteli düve ithal edilmeli 4. Destek ve teşvikler kısa sürede ödemeli ve ciddi rakamlar olmalı 5. Süt desteği ciddi rakamlara çıkarılmalı 6. Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine faizsiz kredi verilmeli 7. Yem bitkileri daha ciddi rakamlarla desteklenmeli 8. Çiftçi mazotu bir miktar ucuz olmalı 9. Tarımda kullanılan su elektrik ucuz olmalı 10. Kümesler tadilat kredisi kullandırılmalı 11. Gübrede süspansiyon uygulanmalıdır.12. Süt tüketimi teşvik edilmeli Şimdi burada bir kesim ne kadar çok şey istemiş diye düşünenler olabilir ülkemizde bir holdinge 750 milyon dolar kredi veriliyorsa, bizim ki herhalde devede kulak kalır. Son olarak diyorum ki Atatürk’ün söylediği “Türk ekonomisinin temelli ziraattır” sözü unutulmamalıdır. Dedim ya, artık siz yorumlayın..!
Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu
Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
Yazarın Diğer Yazıları