Kar yağışıyla beraber Kandıra’nın yolları bir müddet kapandı. Ama karın oluşturduğu muhteşem manzaralarda görülmeye değer. Bir başka güzelmiş Kandıra’mız karlı günlerde. Zaten her köşesiyle bir başka güzel olan Kandıra karla beraber bembeyaz gelinliklere bürününce seyrine doyum olmayan manzaralar oluştu. Şimdi tam her mevsim bir başka güzel sözü Kandıra’nın bu görüntüleriyle hayat buldu. Bu güzellikleri görünce istedim ki bugünkü yazımı bu konuya ayırayım. Yani bu güzelim ilçeyi yaşadığımız bu harika yöreyi neden tanıtamıyoruz. Sadece kendimize saklamak fazla bencillik olmaz mı sizce? Hem buna Kandıra üzülmez mi? Kandıra'yı Türkiye’ye ve herkese tanıtmak için hepimiz bir şeyler yapmalıyız. Yeni yeni keşfedilen Kandıra tamda 12 ay tatil yapılabilecek, her mevsimde de gezilebilecek bir ilçe olduğunu gözümüzün içine sokarcasına bizlere gösterdi bu son kar yağışıyla. Yorgunluğunuzu atmak için bir tatil planlamak isterseniz nerede tatil düşünürdünüz? Cevabınızı beklemeden ben Kandıra diyeyim. Çünkü benim gönlümden öyle geçiyor da ondan. Bazen memurlar açısından sanki bir sürgün yeriymiş gibi algılandığı terennüm edilir ilk gelişlerinde. Ya da mahrumiyet yaşanan küçük bir kasaba. Son zamanlarda ünlü suçluların adıyla duyulan F tipi cezaeviyle de anılır oldu. Kandıra’nın bin yıllara dayanan bir tarihi, tertemiz bir Türkmen kültürü, bakır bir doğası, ve bunların yanında hindisi, yoğurdu, keten bezi, ülkenin kaderini belirlemede rol almış siyasetçileri, sanatçıları, ve nice sayamadığım özellikleri. Gelin görün ki, bugün güzel Kandıramızın adıyla bütünleşen güzellikler bir bir unutulmaya başlandı. Bizler de bu unutuluşa, yok oluşa seyirci kalıyoruz. Kandıra, Türkiye’ye mal olmuş siyasetçiler yetiştirmiştir. Başbakan Nihat Erim başta olmak üzere Dışişleri Bakanı Turan Güneş ve Sağlık Bakanı Kazım Dinç. Bunun yanında ayrıca iki vekil ve çeşitli il ve ilçelerde belediye başkanları. Şimdi biraz göğsümüzün kabardığını hisseder gibiyim… Siyasetten uzanalım, ismi Kandıra’yla özdeşleşen ürünlere. Kandıra yoğurdu, Kandıra bezi, hindimiz, taşımız, sahillerimiz… Kandıra bu köklü ve kadim geçmişin hakkını veriyor aslında. Peki Kandıra’nın ekonomik anlamda geri kalması ve buna bağlı göç vermesinin sebebi ne? Türkiye’nin en büyük sanayi tesisleri burnumuzun dibindeyse biz neredeyiz? Kandıra neden uzun zamandır kendini sakladı? İşte şimdilerde bu güzel ilçe gün yüzüne çıkmaya başladı. İstanbul’un arka bahçesi, yeşille mavinin buluştuğu yer olarak ismini yeni yeni duyurmaya başladı. Televizyon ve gazetecilerin uğrak yeri, ünlülerin kafasını dinledikleri kaçamak yerleri oldu Kandıra. Uzun yıllardır unutulan Kandıra şu günlerde güzelliği ile herkesin dilinde. Kandıra artık Kendisinden söz ettirmeye başladı ve böylede devam edecek. Kandıra’nın bizden istediği sadece bu güzelliklerini herkese duyurmamızdır. Bir şeyler yapalım da bu güzelliklerde yok olmasın!