Kılıç Elektrik
Eriş Organizasyon (Sol 3)
Ata Fırın
Yaman Teknik (Sol 6)
Tonguçlar (Sağ 1)
Dinç Mühendislik Masaüstü
Dönmez İnşaat (Sağ 5)
Ünal CANKURT
Ünal CANKURT

Eleştiriye açık olmak en büyük erdemliktir.

2 Mart 2011 Saat: 19:29
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 4.699 kez okunmuştur

Bu mesleğe başladığımdan beri bu güne kadar dört farklı Belediye Başkanı ile çalıştım. Bu dönemlerde başkanlarımız hakkında kah övgüler yağdırdık kah eleştiri yaptık. Fakat şimdiki belediye başkanı kadar eleştirilere kapalı olan, kapalı olmakla yetinmeyip eleştirenleri susturmak için denemedik yöntem bırakmayan bir belediye başkanı görmedim. Eski başkanlarımız hakkında yaptığımız eleştiriler gazetemizde yayımlandığında bu hataların giderilmesi için çalışmalar başlatılırdı. Çünkü başkanlarımız bilirlerdi ki gazetemizde yayınlanan eleştiri halkın eleştirisi olduğunu. Mevcut başkan ise eleştiri haberlerini yazdıranı veya yazan gazeteciye tüm güç ve imkanlarını kullanarak deyim yerindeyse saldırıya geçer ve o şahsı bitirmeye çalışır. Fakat farkında olmadan aslında kendi siyasi hayatını yavaş yavaş bitiriyor. . Bizler Kandıra Belediyesine karşı bu güne kadar yüzlerce haber yaptık. Yanlışa yanlış, doğruya doğru demeye çalıştık. Fakat Başkan Kan, kendini eleştirenlere meğer çok kızıyormuş ve bir çırpıda o kişileri silip atıyormuş. Şimdiye kadar yüzlerce kişiyi çevresinden uzaklaştırırken onlara hem öfke hem kin besliyormuş. Devletin imkanlarını kullanarak o kişilere göz dağı veriyor, bu kişilerden kendince öfkesini alıp kendini tatmin ediyormuş. Bu kişiler sıradan kişiler de değil sadece. Bir zamanlar beraber yiyip içtiği dava arkadaşlarından AKP belediye ve il genel meclis üyelerine kadar birçok isim var. Ne bilelim bir siyasetçinin bu kadar çabuk çevresini silebileceğini. Bizim bildiğimiz siyasetçinin sermayesi, halktır. Halk yöneticilerinin yanlış yaptığını görünce doğru yolu bulunması için eleştirir. Şeyh Edebali’nin Osman Gazi'ye öğüdünde ilk sözü ''Ey oğul! Artık beysin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Haksızlık bize, bağışlamak sana” olmuştur. Yöneticilerde asırlardır bu öğütten kendilerine hisse çıkarak yanlışı görür ve halkın menfaati uğruna eleştirilere katlanırlar. Fakat bizim belediye başkanımız ileriki dönemler dahil kazanacağına o kadar emin ki bunun formülünü geçen hafta başında gazetemizde yayımlanan röportajında açıkladı. İşte Başkan Kan’a göre Kandıra Belediyesi ve AKP nin seçimlerde kazanma formülü; “Kandıra halkının o küçük dünyasında halini hatırını sormak, onun küçük ihtiyaçlarına cevap vermek onların dünyasını fethetmek demek. O yüzden ben inanıyorum bu tarz da biz asla Kandıra’da kaybetmeyiz. AK Parti mantığını gerçek manada uygularsak Kandıra’da asla bitmeyiz.” Öyle ki Cengiz Kan, Kandıra halkının o küçük dünyasında hal hatır sorarak ve küçük ihtiyaçlar gidererek yerini ve partisini garantilemiş. Halkımız hem dışlanacak, hem eleştirdiği için kin ve öfkeye maruz kalacak seçim zamanı geldiğinde ise o küçük dünyalarında hal hatır sorularak bu kişilerin gönülleri kazanılacak. Başkan Kan’ın bence bu kendi küçük dünyası. Belki bu konuyu köşeme taşıdığımdan dolayı yine Başkan bizlere öfkelenecek. Fakat bu sözlerin tamamı Başkan Kan’ın halkımız için önceki hafta gazetemizde yaptığı röportajda yer alıyor. Röportajımızda ise bizzat ben değil genel yayın yönetmenimiz dahil beş kişi ile gerçekleştirildi. Başkanın bu üslubunu eleştirmek yanlışsa, halkımıza yapılan bu tür bir hakareti görmemek doğru ise, diyecek sözüm yok. O zaman başkan haklı. Şimdi bazı okurlarımız diyecek Ünal Bey başkan göreve geldiği günden bu güne kadar sürekli eleştiriyorsunuz? Başkan sizin bu eleştirilerinize karşı hiç bir şey yokmuş gibi mi yapsın? Diyenlere cevabım ise Benim kaleme aldığım tüm yazılarım hayal ürünü olabilir mi? Dikkat ederseniz tüm yazdığım konular siz değerli okuyucularımızdan bizlere gelen şikayetler değil mi? Mesela olmamış bir şeyi haber yapma gibi bir özelliğim olabilir mi? Başkan Kan ile ne tür bir kavgam olsun. Gazetecinin görevi aksayan yönleri, yapılan yanlışları, usulsüzlükleri gün yüzüne çıkarmak değil midir. Biz sadece işimizi yapıyoruz. Kesinlikle kişisel bir kavganın içinde olmadık, olmayız da. Belki ders alınır diye öğütlerin geri kalan kısmını da ekleyeyim belki birileri ders alırda bizimde naçizane bir faydamız olur. Ey oğul! Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma, insanı yaşat ki, devlet yaşasın. Ey oğul! İşin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı. Allah yardımcın olsun. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi değildir. Bütün bilinmeyenler, fethedilmeyenler, görünmeyenler, ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır. Ey oğul! Ananı, atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir. İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin. Açık sözlü ol, her sözü üstüne alma. Gördüğünü görme, bildiğini bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme. Ey oğul! Üç kişiye acı; cahil arasındaki alime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene. Ey oğul! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklıysan mücadeleden korkma. Umarım siz değerli okuyucularımızın sorularının en güzel cevabı bu olsa gerek.

YORUMLAR

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Yukarı ↑