Değerli okurlarım kendi kendime bir söz verdim. Kandıra Belediye Başkanı hakkında haber yazmama konusunda çünkü bu güne kadar yazdığım tüm haberlerin doğru olmasına rağmen tüm muhalefet partilerin susması ve Kandıra halkının da bu olumsuzluklara göz yumması beni derinden üzdüğü için Kandıra Halkı böyle bir başkan istiyor demek ki diye düşünüyorum. Hatta ileri ki günlerde daha da ileri giderek Başkanı met etmeyi bile düşünüyordum. Çünkü İlçe Başkanlığı yaptığı dönemden bu güne kadar Kandıra’da şiddet, baskı ve tehdit uygulayarak ilçe halkını susturmayı başarmıştı. Aynı şiddet ve baskıyı bana uygulamaya başladı. Aklınca beni susturacaktı. Beni Başkan’ın baskısı değil Kandıra Halkının büyük bir kısmının bu olumsuzluklara sessiz kalmasından dolayı bende bir süre susmayı tercih ettim. Ta ki gerçekler ortaya çıkana kadar. İlçemizde benim yaptığım her haberi yalanlayarak şahsıma karalama kampanyası başlatıldı. Birileri de buna alet oldu. Bunlardan biride Kocaeli’nden çok iyi tanıdığınız kendisini insan üstü gören bir isimde dahil oldu. Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken haberlerimin tamamının doğru olduğunu bilmelerine rağmen, İlçemizden bazı isimler yanımda yer alma cesaretini bile gösteremedi. İlçemizde bu kadar siyasetçi ve İlçemizin ileri gelen isimleri olmasına rağmen Kandıra Belediye Başkanının her yaptığını tasdiklercesine sükut etmeleri beni çok üzüyordu. Ben başkanın tüm olumsuzluklarını bir bir kalemime alarak gerek ildeki yetkililere gerekse ilçemizdeki yetkililere ve siyasilere durumu anlatıyordum. Ama siyasi partiler bu başkan Kandıra halkına müstahak diyerek. Başkanın hatalarından prim kazandıklarını bundan dolayı susup daha çok hata yapması için beklediklerini ifade ettiler. Çünkü onu eleştirdiklerinde kendini düzelteceğini düşündüklerinden bunun kendilerine olumsuz ama başkana artı puan olacağını düşündüler. Bu yüzdende susup başkanın daha çok hata yapmasını beklediklerini belirttiler. Yani Kandıra halkının çile çekmesi iktidarı da muhalefeti de oldukça memnun ediyormuş. Ne diyeyim herkesin memnun olduğu yerde ben neden çığırtkanlık yapayım. Önceki gün ilçede üç gün boyunca süren sağanak yağış sonrasında Namazgâh deresi çevresini tehdit etmeye başlayınca bu çevrede bulunan esnaflar Kandıra Belediyesi ve İSU’yu arayarak durumu bildirdiklerini ve belediyede ki yetkililerin her şeyin kendilerinin kontrolü altında olduğunu söylediklerini belirtmişlerdi. Valiliğinde meteorolojinin yazısını hem belediyeye hem de İSU Kandıra şubesine gönderdiğini öğrendik. Dere yatağında su seviyesi yükselmesine rağmen barajın kapakları açılmayınca Namazgâh Deresi taştı. Belediye Başkanı bu saate kadar neyi bekledi bilinmez ama kapakları açmak istediğinde de kendi reklamının engeline takıldı. Neyse ki İSU yetkilileri açılamayan kapakları büyük bir makinayla kırdırdı. Başkan buna da bir kılıf buldu. Kapakları gösteriş için kırıldıklarını söyleyerek kendisini aklamaya çalıştı. Kısaca Kandıra’nın her köşesini resimleri ile donatan Başkan bununla da yetinmemiş Büyükşehir Belediyesi’nin İlçemize yapmış olduğu hizmetleri kendine mal etmek için İSU’nun baraj kapaklarının tepesine kendi reklamını yerleştirmekten de geri kalmamıştı. Ve başkanın bu reklam sevdasının ilçemizi ve esnafı ne hale getirdiği ortada. Aslında hasta olan başkan bir cesaret edip sanayi esnafını dolaşsa durumun müsebbibinin kim olduğunu öğrenirken Olmayan karizmasının nerelerde olduğunu da görecek. Ama Belediye Başkanının reklam hevesi Kandıra’da iki yüz tane işyeri ve otuz tane evin sular altında kalmasına neden oldu. Şimdi buna da bir kılıf uydurur. Bu yazın başında Kandıra Belediyesinin yapmış olduğu festivalde kortej yürüyüşüne kimse katılmayınca son dakikalarda rezil olmamak için yerine birini görevlendirerek kendisinin hasta olduğunu belirtmişti. Şimdi ise aynı buna benzer bir olay daha gerçekleşti. Kocaeli Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı ve heyeti, İlçe Kaymakamı Sanayi esnafının yanında yer alırken Kandıra Belediye Başkanı ismini söylememeye söz verdim o yoktu. Neden yoktu peki. Her zaman ki gibi çevresindekiler yine hasta olduğunu belirttiler. Ama yerine Ak Parti İlçe Başkanı Erdinç Şentürk vardı. Onu oralarda idarecilere karşı savunan tek isimdi. He şunu da hatırlatalım benim tanıdığım Başkan kendisinin olmadığı yerde mutlaka birini görevlendirir. O kişi orada olan biteni rapor eder ve Başkanına bildirir. İlçemizde bu kadar büyük zarar yaşayan vatandaşların yardımına yine devlet yetişti. Siyasetçilerin bir kısmı kahvelerde şimdi ki Belediye Başkanını kötülerken bir kısmı da Kocaeli Büyükşehir Belediyesini eleştiriyordu. İddialara göre Kandıra Belediye Başkanı da hasta olmuş yatağında yatıyormuş. Ama devletin memurları tek tek selden zarar gören ev ve işyerlerini gezerek hasar tespiti yapmış Kocaeli Valisi bu zarar gören yerlere ilk etapta beş yüz Lira verilmesi konusunda ön görmüş İlçe Kaymakamımız zararın çok yüksek olduğundan bin TL ödeme konusunda Sayın Valimizden ricada bulunmuş. İlçe Kaymakamı Hamza Erkal Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından hasar gören tüm işyerlerine bin TL kendi eli ile dağıtarak bir nebze de olsa halkın acısını bu şekilde paylaşmış oldu. Bunu yapmasalardı belediye başkanının hali nice olurdu varın siz düşünün. Zarar gören esnafın kaybı bir nebze giderilerek başkana olan kızgınlıkları hafifletilmiş. Yani Başkan’ın imdadına Valimiz ve İlçe Kaymakamımız yetişmiş oldu. Daha sonra Başkan, Sanayi esnafına inerek bu işin sorumlusu İSU yetkilileri diyerek kendisini savundu. İSU yetkilileri de Derenin ıslah çalışması tamamlandıktan sonra bir protokol imzalayarak işletmesini Kandıra Belediyesine devrettiklerini açıkladı. Yani Kısacası ihmal olduğu belli ama sahibi yok. Bunun üzerine mağdur olan Sanayi esnafı şimdilerde bir avukata topluca vekalet vererek işyerlerinin büyük zarar görmesinden dolayı dava açmaya hazırlanıyor. Tabi Başkan da boş durmayacak. Sanayi esnaflarından kimler mahkemeye başvurmuşsa Bu kişileri tespit edip Belediye ve çeşitli kurumlar aracılığı ile baskı uygulayarak Sanayi esnafını korkutmayı başarabilecek mi? Bakalım Sanayi Esnafı bu kadar zarar gördükten sonra, “bundan sonra ne kaybederim” diyerek Belediye ye mi direnecek yoksa yine susup emret Başkanım mı diyecek bunu ileri ki günlerde hep birlikte göreceğiz. Sonuç olarak her anlamda Kandıra’ya Geçmiş Olsun