Değerli okurlarım, Kandıra'da olan biteni yorumlayarak sizlere aktarmaya çalışıyorum. Ama bazıları o kadar çok rahatsız olmuşlar ki nedense, beni her yere şikâyet etmeyi ihmal etmemişler. Gözdağı vermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bizim gönlümüz rahat. Bizi susturup topluma kendi hikâyelerini anlatarak toplum gözünde kahraman olmak isteyenlere sadece şunu söylüyorum; “Madem sizin icraatlarınız halkın menfaati için o zaman bu kadar kişiyi neden susturmaya çalışıyorsunuz. Neden yaptığınız şeyleri duyurmayı engelleyip susturmak için baskı ve tehdit uyguluyorsunuz. Bırakın herkes özgürce konuşsun. Eğer halkın menfaati için bir şeyler yaptıysanız korkunuz endişeniz neden o zaman” Bu güzel ilçede herkes bir aile gibiydi ta ki Kandıra Belediyesini AKP alana kadar. Beni yanlış anlamayın, bizim İlçemiz AKP karşıtı değil, tam aksine İlçemizin %68’i yerel seçimlerde Ak parti dedi. Fakat bu güzel İlçemizin insanları şimdi birbiriyle konuşmaz oldu. Başta AK Partililer birbiriyle konuşmuyor. Bu insanlar bir zamanlar omuz omuza vererek kapı kapı gezen, gecelerini gündüz eden dava arkadaşları şimdi bir birinin kuyusunu kazar oldu. Peki, bu sorunun kaynağı ne? Durduk yere değil tabiî ki. Onu da söyleyeyim eğer ki siz AKP üyesi iseniz önünüze iki seçenek sunulur. Ya başkanın emrinde olacaksın ya da partiden uzak duracaksın. Hal böyle olunca başkanın safında yer alanlar ve başkanın yanında olmayan partililer birbiriyle konuşmaz oldu. Bu durum ne sadece parti binasında ne de ilçenin diğer köşelerinde böyle. Artık mahallelerde, köylerde bile tuhaf bir huzursuzluk, bir ikiye ayrılmış grup görüyoruz. Bu ikiye bölünmenin ortasında kalanların hepsi çıkıp bağıra bağıra konuşur istese. Fakat partisi zarar görmesin diye susmayı yeğliyorlar. Diğer grup ise biz onları da susturduk diyerek ahkâm kesmeye devam ediyor. Sayın Ak Parti İl yöneticileri; Kandıra’da yaşanan bu dramı ya siz görmüyorsunuz ya da görmek istemiyorsunuz. Kandıra’daki mahallere bir bakın ne kadar hayali seçmen var buna Kandıra Belediye Başkanı da dahil. Başbakanımız ise Ak Partiyi diğer partilerden ayıran farkımız “Dürüstlüğümüz” diyor. Ben görevimi en iyi şekilde yaptığıma inanıyorum. Çünkü tüm idareci ve siyasetçilerin olumlu ve olumsuz faaliyetlerini de gazetemizde yayınlıyoruz. Ama bazıları sadece olumlu yönlerinin yazılmasını istiyor. Olumsuz yönlerini yazdığımızda bizi topa tutuyorlar. Biz her zaman halkımızın yanında yer aldık. Bizi kimse susturamayacak, bir Ünal susturulsa da bir çok Ünallar var bu ilçede. Tüm okurlarımın bize verdikleri desteklerden ötürü çok teşekkür ederim. Dikkat ettiniz mi bilmem ama ben sadece işimi yapıyorum, hep de böyle olacağım. Kimisi eleştirir, kimisi takdir eder. Ben sadece işimi yapacağım. Şimdiler de ilçemizin ismini kullanarak dernek açanlarda bize cephe aldı. O dernek ki Kandıra’nın başarılı olanlarını (kendi menfaatleri için çalışanları) ödüllendirir, kendince başarısız gördüğünü de (menfaati için çalışmayanı) sağda solda eleştirir, çamur atar olmuş. Eğer ki o dernek yöneticilerine eyvallahınız yoksa işiniz zor demektir. Şimdi bu kişiler de halkı susturduğunu zanneden değerli yöneticilerimizle el ele tutuşmuş önümüze gelene yüz tekme diye sokaklarda nara atıyorlar. Yok eğer onların suyuna giderseniz zaten kul köle belliyorlar sizi. Maalesef ki kurdukları ilişkilerde bu boyun eğen insanların kendi durumlarını görmelerine engel oluyor. Kölelik sisteminden başka bir şey değil anlayacağınız. En sevmediğim, şey büyüklük komplesi. Bu yüzden her zaman ünvandan rütbeden, makamdan konuşulan yerlerden kaçtım. Ben sade olmak istiyorum, ben herkesle birlik ve barışık olmak istiyorum. Mevki, makam, para hırsı bürümüş kişilerden hep kaçtım ve kaçacağım. Halkın oyuyla bazı makamlara gelen ve kendilerini bu ilçenin temsilcisi sanan ve burnundan kıl aldırmayan megolomanlardan da hep uzak durdum. Yani kısacası tüm halkımız bizler için eşit. Şucu bucu yok biz herkese eşit ve değeri kadar yaklaşacağız. Bizler bu hayatta misafiriz, yaptığımız güzellikler meyvemiz olacak. Onun için bizler meyve ağacı dikmek için yolumuza devam edelim. Bizlerde ilçemize hizmet cihetini bu şekilde tercih ettik umarım başarırız. Anlayacağınız bizler her zamanki gibi işimizi yapacağız. Konuşmaya ne hacet. Bizi bizler değil, sizler anlatın.