Kandıra ekonomisini bildiğiniz gibi köyler ayakta tutuyor. Bu yıl tüm sektörler hayal kırıklığı yaşıyor. Turizm için hayal kuran işletmeciler ramazan ayının turizm sezonuna rastlamasıyla topu topu 20 günlük bir sezon geçirdiler. Bunun hesabını artık siz yapın. Yirmi günde kazandığınız tüm kazancınızı kiraya mı, işçiye mi, gerekli ihtiyaçlara mı vereceksiniz? Yani kısaca bu sene turizm sektörü tam anlamıyla iflas etti. Kandıra’nın Kefken ve Bağırganlı limanında bulunan yüzlerce balıkçı 1 Eylül de balık yasağının kalkmasıyla büyük ümitlerle denize açıldı. İlk gün ağlarını dolu çeken balıkçılar tüm balık sektörüne büyük ümit vermişti. Fakat beklendiği gibi olmadı. 20 gündür balıkçıların ağlarını boş çekmesi hem balık sektörünü baltaladı hem de balık ziyafeti çekmek isteyenler bu zevkten mahrum kaldı. Balık sezonunun başlamasından 20 gün geçmesine rağmen palamut hala yerini tezgahlarda alamadı. Balıkçılar ağları böyle boş çekmeye devam ederse balık sektörünün de ileriki günlerde zor günler geçireceği kaçınılmaz gibi görünüyor. Kandıra’nın en önemli ekonomik sektörü tarım ve tarımda aslan payını fındık oluşturur. Bu yıl fındık üreticileri diğer sektörler gibi sıkıntılı günler geçiriyor. Her yıl tonlarca fındık toplayan fındık üreticisi bu yıl ağaçlarda adeta fındık arar oldu. Yani kısaca Kandıra ekonomisini ayakta tutan fındık sektörünün de ne ilçeye ne de üreticiye bir faydası dokunmadı. Kandıra ilçe esnafının diğer bir ayağı ise kuşkusuz eğitim sektörü. İlçemizde uzun yıllardan beri yüksek okul 4 bin öğrencisiyle hizmet veriyordu. Bu da ilçe esnafının yüzünün gülmesine neden oluyordu. Her yıl Kandıra Meslek Yüksek Okulunda öğrenci sayısının düşmesiyle ilçemizde bulunan özel yurtlar bir bir kapanmaya başladı. İlçemizde bu yıl 800 üniversite öğrencisinin kayıt yapması bekleniyordu. Ama bunların sadece 550 si kayıtlarını gerçekleştirdi. Bu da ilçe esnafının ümitlerini iyiden iyiye yitirmesine sebep oldu. Öğrenci sayısının düşmesi ilçe esnafının ileriki günlerde sıkıntıya sokacak gibi gözüküyor. Önce ki yıl ilçemize 4 yıllık üniversite açılacağı müjdesi ilçe halkını harekete geçirmişti. Üniversite ilçemize gelmesine geldi ama yer noktasında büyük sıkıntı vardı. Bunun üzerine ilçe esnafı bir araya gelerek 4 yıllık üniversitenin açılacağı bina aranmaya başlandı. Bulundu da. Buranın tadilatı için ilçe esnafından 120.000 TL taahhütte alınmıştı. Kandıra Meslek Yüksek Okulu müdürünün “Biz üniversite olarak hiç kimsenin yardımına ihtiyacımız yok” demesi üzerine verilen bu taahhütlerden de vazgeçildi ve durum öylece donduruldu. Bence bu konu açıklığa kavuşturulmalı. Dönelim Kandıra ekonomisine. İlçenin birinci gelir kaynağı kuşkusuz tarım ve hayvancılık. Kandıra köylüsünün fındık da umduğunu bulamayınca tek tesellisi hayvancılıktı. Önceki günler Kandıra Beylerbeyi Köyünde 30 büyükbaş hayvan telef olduğu yazılı ve görsel basında yer alması Kandıra’nın tüm köylerini tedirgin etti. Hayvancılılıkla geçimini sağlayan çok sayıda vatandaş bu hastalığın ardından ekonomisine destek olan hayvanını ne satabildi ne de alabildi. İşte bu da hayvancılıkla uğraşan köylüye büyük bir darbe vurdu. Bu konuda bu kadar yaygara koparılması ve çeşitli haberlerle gazetelerde farklı hastalık isimleri yazılması köylünün malını satmasının önünde engeller oluşturdu. Oysa yetkililer bu hastalığın “Yanık kara” hastalığı olduğunu ve bulaşıcı ya da tehlikeli bir hastalık olmadığını belirttiler. Hatta bölgedeki bütün büyük baş hayvanlar aşılanarak korunmuş oldu ve neticede şuan hiçbir sıkıntı yok. Ama olan oldu ve bu haberler olumsuz etkiledi Kandıra hayvancılığını. Yani kısaca Kandıra ekonomisini ayakta tutan köylü bu yıl fındık sektöründen umduğunu alamadı. Hayvancılık sektöründe ise hastalık nedeniyle zor günler yaşayan çiftçi şimdi devletten yardım eli bekliyor. Aksi takdirde çiftçi bu kışı çok zor geçirecek gibi gözüküyor. Ekonomik anlamda sıkıntı çeken esnaf, turizmden beklediğini bulamadı. Ümidi eğitim sektöründeydi. O da olmadı. Balık sektörü de kötü gidince esnaf, çiftçi, balıkçı kara kara düşünmeye başladı. Bu yıl çok zor geçeceğe benziyor hem de ÇOK ZOR…