Kandıra’nın geleceğini planlayanlar yani Büyükşehir Belediyesi, Valilik, Kaymakamlık ve diğer bütün yetkili kurumlar her seferinde Kandıra'nın geleceğinin tarım ve turizme dayalı olacağını söyleyip duruyorlar. Hatta geçen hafta sayın yeni Valimiz Ercan Topaca'da konuşmalarında Kandıra’nın Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesine tarım ürünleri yetiştiren bir bölge olacağını bunu iyi değerlendirmemiz gerektiğini söyledi. Elbette bütün bunlara hepimiz inanıyor ve destekliyoruz. Bizlerde geleceğimizin bu iki sektör üzerine kurulu olması gerektiği biliyoruz . Çünkü sahip olduğumuz güzel doğa, bozulmamış kıyı şeridi ve tertemiz deniz bizleri bu iki alanda avantajlı hale getiriyor. Bizler şunu çok iyi biliyoruz ki 58. Ak Parti Hükümeti sağlık ve eğitim alanında başarılı çalışmalar yaptı ama özellikle de tarımla uğraşan köylümüze ve çiftçimize daha modern bir üretim yapabilmesi için çok güzel imkanlar sağlamaya çalışıyor. Güzel İlçemiz Kandıra'da sulanabilir tarım alanları her geçen gün artmakta ve biliyoruz ki bu alanlarda her türlü meyve- sebze yetişmektedir. Bu söylenenler çok güzel şeyler peki bunların oluşması için gayret sarf edilirken birilerinin tarımı mahvetmek için hummalı bir gayret içinde olduğunu söylesem ne düşünürsünüz. Elbette ki hepiniz olmaz böyle bir şey dersiniz değil mi. Öyleyse lütfen bu yazdıklarımı iyi okuyun. Kandıra'nın imar bakımından daha sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğini hep söylüyoruz. Bazen insanların tarım arazilerini tahrip edip konut alanına çevirmek istediğine hepimiz şahit olduk. Şimdiye kadar bütün yetkililer bu tür olumsuzluklarla uğraşıp durdular. Köylerimizde ve sahillerimizde ev ve iş yeri yapmak isteyenler Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kandıra Belediyesinin kontrolü altındaydı. Köylerimizdeki arazilerde ise düne kadar mısır, buğday gibi tarım ürünleri yetiştirilirken bu çiftçiler dışarıdan gelen insanlara üç beş kuruş fazla veriyorlar diye topraklarının birçoğunu sattılar. Şimdi ise bu satılan tarım arazilerinde betonlar yükseliyor. Oysa son zamanlara kadar bu topraklar tarım dışı kullanılamıyordu. 1. Sınıf tarım arazileri inşaat yapmaya müsait olmamasına rağmen bu yeni sahipleri tarafından konut alanlarına çevrildi. Üstelik hepside ruhsatsız bir şekilde beton yığınlarına dönüşmektedir. Bunu gören diğer insanlarda ruhsatsız bir şekilde yapılmasına göz yumulduğunu düşünerek harıl harıl tarım arazisi satın almaya başladılar. Tabi bunun doğal sonucu olarak ta çiftçilerimizde arazilerini satmaya başladı. Satılan bu tarım arazilerini alanların hepsi neredeyse inşaat hummasına tutulmuşçasına harıl harıl inşaatlar yapmaktalar. Üstelik inşaatlarına da Kandıra Belediyesi imar müdürlüğünün levhasının dikilmesi de işin tuzu biberi. Bunun bir örneği Araman bölgesi ve İzmit Yolu çevresi ve buna benzer bazı tarım bölgelerinde bu tür betonlaşmayı görebilirsiniz. Çünkü Kandıra içerisi ve çevresinde yüzlerce emlakçı bu arazileri alarak birilerine satıyor. Bu arazileri alan kişilerde bu alanları betonlaştırıyor. Kandıra'mızın güzel ve verimli topraklarının kısa zaman içerisinde satıldığını ve alanların da bu bölgeleri tarım arazisi olmasına rağmen beton alanlarına çevirdiğini ve en kötüsü de yetkililerin buna göz yumarak adeta izin verdiklerini göstermeleri hepimize büyük acılar vermektedir. Arazileri alan vatandaşlar işlerini şartlara ve kanunlara uygun bir şekilde yaptıklarını sanıyorlar çünkü ellerinde yetkililerce verilmiş evraklar var ve bunların hepside onaylı. Bu şekilde bereketli arazilerimiz ülke ekonomisine ve çiftçilerimize ekonomik anlamda gelir kaynağı olmaktan çıkarak betonlaşmaya doğru gidiyor. Kısacası güzelim Kandıra'mız elden gidiyor. Tarım alanlarımız bitiriliyor. Üretmeyen bir Ülke bitmeye mahkum olduğu gibi Kandıra'nın da bu şekilde sonunu getirmeye çalışıyorlar. Üstelik arkasından ağlayacak kimsesi de kalmamış gibi.