Epey uzun süredir hep bekledim ümidimi yitirmeden güzel bir şeyler olacak diye. Ama dün tam tükendim beklemekten. Neden insanlar anlamsız, gereksiz bir hiç uğruna bu hale gelir. Düşündükçe çıldırası gelir insanın. Ne oldu ki insanlara. Bu kadar ruhsuzlaştık mı biz. Kandıra en sakin ve gelişmeye huzurlu bir yer iken birden yıllarca dost olan insanlar basit bir alacak verecek meselesi yüzünden birbirini öldürsün. Biri mezara diğeri hapse gitti. Ya geride kalanlar. Onlarda perişan durumdalar. Şu böyle dedi falanca şöyle söyledi diye bu kadar anlamsız sebeplerden zamansız gidenleri görünce ümidimi tamamen yitirmemek için kendimi gerçekten zor tutuyorum. Her tarafı ıssız bir karanlık kaplamışken, ortada tek bir ışık ve ses yokken büsbütün etraf dilsiz kesilmişken ümidini yitirmemek gerçekten büyük bir yiğitlik olur. Dönüp maziye baktığımda Kandıra ne kadar hoş ne kadar geleceğe ümitle bakan bir çehreye sahipken şimdi kapkaranlık bürümüş her tarafı. Bu ilçenin üzerinden kara bulutları dağıtması gerekenler ise zaten bu kara bulutlara sebep ise ne gelir elden. Baksanıza kaç yıldır herkes birbirine düşman kesildi. Aynı gruplar içinde süren yaşamlar, fikirler, dostluklar arasına öyle mesafeler girdi ki aşılması imkansız. Düşünün bizler bu İlçeye lokomotif olacaklar diye teveccüh ettik oy verdik ama geldikleri günden beri ortalık toz duman. Herkes ne yapacağını, hangi limana yanaşacağını şaşırdı. Yoksa bu kadar küçük anlaşmazlıklarda büyükler devreye girer ve barıştırırlardı her zaman. Ama bu büyükler kendi menfaatlerini düşünmekten etrafa bakamaz halde olduklarından, insanların sıkıntılarında yanlarında olmaktansa bizzat bu uçurumlara kendileri sebep oluveriyorlar. Hele birde insanların yukarıdakiler muhakkak bir gün duyacak ve olaya müdahale edeceklerdir diye düşündükleri anda o yukarılar bunlarla kol kola girip biz bu arkadaşlarımıza kefiliz diyorlarsa ne yapabilirsiniz. Ortalık usulsüzlük raporlarıyla dolup taşıyor, herkes her köşede bu olayları fısıldaşıyor, savcılar konunun üzerine gitmeye çalışıyor, müfettişler konuyu ciddiye alıp didik didik araştırmaya çalışıyor, ama yukarılar hala biz kefiliz diyorlar. Pes doğrusu, zulme tarafgirlik zulümdür beyler. Daha neler olması gerekir ki sizin kılınızı kıpırdatıp olaya el koymanız için. Yoksa müfettiş raporları ve mahkeme kararlarıyla görevden alınmasını mı bekliyorsunuz. Seçilmişi değiştiremiyorsunuz anladık bari müdahale edin veya ona eğriyi doğruyu öğretecek birini getirin. Ya da hiç olmazsa bu kadar insanının üzerinde ittifak ettiği adamı İlçe Başkanı yapıp ortalığı toparlatın. Sizin Kandıra’ya ihtiyacınız kalmadı mı Allah aşkına, yoksa Kandıra’yı gözden mi çıkardınız. Daha önce de yazdık şu anki İlçe Başkanının varlığıyla yokluğu belli değil “emme basma tulumba gibi reis ne derse biz ona uyarız” muhabbeti. Böyle mi düzelecek buralar. Biz ümidimizi kesmemeye çalışıyoruz. En azında İl yönetimi bir gün görecek diye bekliyoruz. Kandıra’da düzgün bir yönetim kurmak için bu süreç büyük bir fırsat. Eğer Kandıralıların tekrar partinize oy vermesini istiyorsanız bu işlere el atmanın tam zamanıdır bilesiniz. Yoksa “Ba’da Harab’ül Basra” (Basra harap olduktan sonra) ne güven kalır size ne de parti kalır Kandıra’da.