Kandıra’da yaşıyoruz, Kandıra’nın binbir güzelliklerini maalesef çok iyi bilmiyoruz. Biz de ilçemizin bu güzelliklerini uzun yıllardan beri Kandıra’da ticaret yapan esnaflarla röportaj yaparak, bu güzellikleri tek tek öğrenme fırsatını bularak siz değerli okuyucularımızla paylaşmak bizlere de ayrı bir keyif veriyor.

Her hafta ilçemizin farklı meslek dallarında uzun yıllardan beri ticaret yapan ağabeylerimizi iş yerlerinde ziyaret ederek keyifli sohbetler yapıyoruz.

Kandıra’mızın önde gelen esnafları en eski meslek dallarını yürüten esnaf ağabeylerimizle hem mesleki hayatını hem de ilçemizin eskiye dayanan yaşam tarzlarını bugünle kıyaslayarak bizlere anlatıp keyifli bir sohbet gerçekleştiriyoruz.

İnanın her röportajımızda ayrı bir keyif ayrı bir heyecan içerisinde bu mesleğimizi icra ediyoruz.

1950 yıllarında Kandıra’nın nüfusunun bugünkü nüfusla aynı olması, en çok dikkatimi çeken konulardan biri oldu.

1950 yılında Kandıra nüfusu 50 bin, 65 yıl sonra Kandıra’nın nüfusu yine 50 bin. İşte Kandıra, 65 yıl geriden gidişin bir örneği olsa gerek.

Kandıra 1868 yılında ilçe olmuş, o günden bugüne hep göç vermiş... Kandıra aslında o kadar çok büyümüş ki Kocaeli’nin bir kısmı tamamen Kandıralılarla dolup taşmış.

Sadece Kocaeli mi? Komşu illerimizde de Kandıra yerini almış. Kandıra eskiden Türkiye siyasetini belirleyen mini bir başkentmiş.

Dikkat ederseniz Türkiye’nin her köşesinde bir Kandıralı hemşerimize rastlamanız mümkündür.

Bunlar gerek devletin değişik kademelerinde, gerek idarecilik noktasında gerekse iş adamları görmeniz mümkündür.

Kandıralı hemşerilerimizi neden Kandıra’yı terk ettiklerini sorduğumuzda bize verdikleri cevaplar oldukça ilginç. “Büyümek için…”

Kandıra’da uzun yıllardan beri ticaret yapan ağabeylerimize de neden Kandıra’da kalmayı tercih ettiniz diye sorduğumuzda; “baba mesleğimizi sürdürmek ve unvanımızı korumak için.”

Kandıra esnaflarının bizlerle paylaştığı ilginç söylemleri de bizlerin en çok dikkatlerini çeken hususlar oldu.

Kandıra’dan bir üretici ilçe esnafından alışveriş yaptığında veresiye defterine birkaç yıllık yazdırma imkanı oluyormuş.

Hangi esnaftan alışveriş yaptıysa “hasat zamanı borcumu öderim” dermiş. Köylüde sadece harman zamanı para olurmuş. Esnaf da Kandıra çevre köylerindeki müşterilerini böyle uzun yıllar idare etme imkanı sunarmış. 

Kandıra halkı o zamanlarda da borcuna sadıkmış ki verilen süreden önce borçlarını öderlermiş…

Kandıra’nın yerleşim yerinde çok fazla değişiklik olmasa da kurumların yerlerinin değiştiği her esnafımız tarafından bizlere anlatılıyor.

Tarihe olan merakımı da bu tür röportajlarımızla giderirken, Kandıra’nın o geçmiş güzelliklerini de siz değerli okuyucularımızla paylaşmak da bizlere ayrı bir keyif veriyor.

Kandıra’da sayılı 10-15 ailenin her sohbetin içerisinde yer alması bu ailelerin Kandıra’da uzun yıllardan beri ticaret ve siyaset yapmasının en büyük faktör olduğuna inanıyorum.

Kandıra halkının sevgi ve teveccühünü kazanan gerek esnaflarımız gerek siyasetçilerimiz övgüyle hala anlatılıyor.

Ama o tarihte Kandıra halkını sömüren ve zulüm eden bazı esnaf ve siyasetçilerimiz de maalesef o yaptıklarıyla hala anlatılıyor.

Kandıra’da insanlar 50-60 yıllık dostluklarını hala sürdürüyorlarsa birbirlerini tanıyor, geliş-gidiş yapıyorsa işte atalarımızın bizlere bıraktığı en güzel miras bu güzel yanları olsa gerek…