Ünal CANKURT
Kaymakam Hamza Erkal'ın Ardından.
12 Ağustos 2009 Saat: 17:36
Yine bir Kaymakamlar kararnamesi dönemiydi. Uzun süredir de rahmetli Mehmet Sarıcan’ın vefatından sonra Kandıra vekaletle yönetiliyordu. Kaymakam Hamza Erkal’da o kararnameyle Kandıra’mıza atanmıştı. Hiç birimiz tanımıyorduk onu. Bir gazetecilik merakıyla aradım onu İlçemize atanmadan önce. Çok nazik, kibar ve ciddi bir devlet adamı izlenimi edinmiştim ama yine de bir belirsizlik vardı içimde. Yeni başlamıştı daha göreve. Otel Asya’da da Kandıralılarla ilk defa bir araya gelmiştik. Hepimiz merakla onu tanımaya çalışıyorduk ki konuşma kürsüsüne davet ettiler. İlk konuşmasında birçok şey söyledi, halkla devlet arasında köprü olacağını, buraya çalışmaya geldiğini, halkla bütünleşeceğini ifade etmişti. Ama bir cümlesi vardı ki onu asla unutamam. “ Önüme çıkacak çok şıklı sorularda Kandıra şıkkını gördüğümde diğer şıklara bakmadan onu tek geçmek benim görevim ve sevdam olacak” demişti, ki alkış sesleriyle salon çınladı. Sözlerinde ve ifadesinde büyük bir samimiyet ve heyecan vardı. Bu coşku salondaki herkese sirayet etmişti. İşte o zaman dedim ki işte aradığımız kaymakam bu. Bu izlenimimde de hiç yanılmadım. İlk Cumhuriyet Bayramında bir konuşma yapmıştı ki herkes haftalarca konuştu. Bir de Kutlu Doğum Haftasında alışık olduğumuzun dışında daha önceki yöneticiler çekindiklerinden köşe bucak kaçarlarken o katılıp birde konuşma yapmıştı. O konuşmada hala hafızalarda çivi gibi kafamıza çakılı. Ertesi gün ilçede insanların tebriklerinden yürüyemez olmuştu sokaklarda. O da şaşırmıştı o ilgiye. Her fikirden insanlar beğenilerini belirtmişti. Sağcısı solcusu hepsi arayıp beğenilerini dile getirmişlerdi. İlk günden itibaren hiç fevri hareket etmedi sakin sakin ilçeyi ve bizleri tanımaya çalışıyordu. Yine gazeteci hassasiyetiyle bizler onu tanımaya ve nelerle ilgilendiğini, nelere önem verdiğini, önceliklerini anlamaya çalışıyorduk. Bütün bu süreçleri çok nazikçe ve bilgece aşıp işine süratle sarıldı. İlk zamanlarda ki o sakinlik zamanla heyecanlı ve hızlı bir çalışmaya dönüştü. İşte o an bizlerde onu tanıdık ve sevmeye başladık. İşte Kandıranın ihtiyacı olan insanı nihayet bulmuştuk. Laf değil icraat ve pozitif bir sempati yayıyordu etrafına. Hepimizi bir araya getirmeyi ve tek yürek olmayı aşıladı hepimize. Kandıra’nın önceliklerini bizlerden iyi öğrenmişti ve hatta daha bilimsel ve profesyonelce ele alıyordu. Turizmi o bizlerin gündemine yerleştirdi, organize tarım ihtisas sanayi bölgesini oluşturmak için İstanbullu işadamlarını o arayıp getirdi ve ilk işlemi o başlattı. (Şimdi herkes sahipleniyor) Turizm bölgesi imar planını başından sonuna kadar o takip etti ve son halini yine kandıra lehine yeniden düzenleten o. Fakirlere, evi viran insanlara yine o el uzattı ve onlara Sosyal yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından ev yaptı. Tarımla ilgili hayvancılıkla ilgili projeleri köyleri gezerek bizzat kendisi anlattı. Ve daha bir çok projenin imzasını attı. Neden bu kadar sevildi diye dönüp geriye baktığımızda şunu söyleyebilirim. Hepimizin hasret kaldığı kalitelere sahipti. Çirkinliklerle dolu bir alanda “kibar, saygılı, dürüst, uygar” bir insandı. Herkese kendini saydırmasını bilmişti. Hiçbir zaman ucuzlamadı. Sonuna kadar da farkını korudu. İlk andan itibaren zorluklara boyun eğmeyen ve mücadele etmesiyle farklı bir yönetici olacağını göstermişti. Her haliyle kendine güvenen ve en önemlisi doğru bildiğini sonuna kadar savunan bir kişilikti. Erkal, işte bu adımlarla İlçenin yıldızı oldu. Tek tek kamuoyu anketiyle sorgulasanız, Hamza Erkal hakkında “namuslu, dürüst” yanıtını alırsınız. Öylesine sade, öylesine düzgün bir hayat yaşıyordu ki içimizden biri oldu. Dolayısıyla halk gözünde bambaşka bir yere oturtuldu. Bütün bunları da göstermelik yapmadı. Sırf başkalarının hoşuna gitsin diye değil, içinden geldiği için yaptı. Ne yazık ki, Hamza Erkal bu kaliteliğine, bilgeliğine, demokratlığına rağmen bazı odakları memnun edemedi. O kendi yoluna gitti, onu sevmeyen bazı odaklarda kaba saba yönetim anlayışlarına devam etti. Ona bu denli ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, ilçeyi tanımış son sürat icraata başlamışken şimdi gidiyor. İnsanlar zor ve buhranlı dönemlerinde ortaya çıkan fedakâr kahramanları ile soluk alır, yeni ve kalıcı açılımlar elde ederler. Bu kişiler insanları etkiler ve onlara yön-vizyon vermeyi başarırlar. Kaymakam Erkal böyle şahsiyetlerden biridir. Kandıra kısır kavga ve çekişmelerden yeterince yorulmadı mı? Geçmişte derin yaralar aldı bu çekişmelerden. Artık bize öncülük eden kişilere sahip çıkalım. Erkal’ın bu şahsiyetli, haysiyetli ve manevî üstünlüğü hedef tutan duruşu Kandıra’da ki yöneticilere umarım örnek olur. Sonuç olarak Kandıra ve Kandıralılar güzel bir adamı kaybetti. O beyefendiydi. Özel bir insandı. Söylenecek fazla bir şey yok. Gönlümüzde her zaman ‘kalitesiyle’ var olacak. Güle güle sayın kaymakamım.Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu
Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
Yazarın Diğer Yazıları