Kılıç Elektrik
Eriş Organizasyon (Sol 3)
Ata Fırın
Yaman Teknik (Sol 6)
Tonguçlar (Sağ 1)
Dinç Mühendislik Masaüstü
Dönmez İnşaat (Sağ 5)
Ünal CANKURT
Ünal CANKURT

Kerpe adını Türkiye’ye duyurdu, ama yetkilil

21 Nisan 2010 Saat: 19:32
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 3.437 kez okunmuştur

Şüphesiz ki Kocaeli’nin yaz sezonunda en fazla turist ağırlayan ilçesi Kandıra. Özellikle de Kerpe sahilleri. Her yıl yüzlerce turist bu sahillere akın ediyor Ormanıyla, büyüleyen manzarasıyla, deniziyle bütün güzellikler iç içe. Sanki tüm doğal güzelliklerin bir araya gelip kucaklaştığı bir merkez. Kerpe’yi şöyle bir turlayalım neler var Kerpe’de. İnsanları Kerpe' ye ulaştıran yoldan, yani yolculuktan başlayalım. Kandıra-Kefken yolu üzerinden gidiyorum. Yol Kandıra-Babatepe arası o kadar virajlı ki… 10. km.den Kerpe sapağına doğru dönüyorum. Neyse ki 3. km'lik Kerpe yoluna girdim. Yol adeta bir ip gibi ama engebeli bir şekilde ormanın içinden tatlı bir eğimle devam ediyor. Fakat o kadar dar ki karşıdan bir araç gelince yüreğiniz ağzınıza geliyor. Büyük araçların bu yolda karşılaşması durumunda geçişmeleri mümkün değil. Hatta dikkatsiz şoförler elinde bu araçlarla felaketlerin meydana gelmesi an meselesi. En küçük bir virajı bile olmayan etrafı ormandan duvarlarla çevrili çok güzel bir tünel gibi. Tepe noktalarda Kerpe ve deniz çok güzel bir manzarayla karşınızda sizi bekliyor. Sanki ormanı aşarak ilerliyorum. Böyle ismi duyulmuş bir tatil merkezine giderken bir yandan da düşünüyorum bu kadar dar bir yol olması şart mı? Kerpe’ ye 1 km kala tam tepeden Kerpe’ yi görüyorum. O kadar hoş bir görüntü ki Kerpe yarımadası, orman, yol, gökyüzü adeta hepsi bütünleşmiş. Neyse Kerpe’ ye varıyorum. Orman sevgim benim pek fazla olduğundan küçük bir orman yolunu takip etmeye başladım. Hayallerim çok güzeldi. En başta ta ki o manzaralarla karşılaşıncaya kadar. Kuş sesleri, yeşillik, orman her şey güzel diye düşünürken. Bira şişeleri, inşaat artıkları ve en tehlikelisi de ateş kalıntıları. Yüzlerce hektar orman kaybetmemize aldırmayan vatandaşlarımız, fırsat bulduğunda adeta meydan okurcasına bir nevi benzinin içinde ateş yakıyor. Sinirlerim iyice bozuldu. Gezintime devam ediyorum belki sadece burası böyledir, diyerek. İlerledikçe karşılaşılan manzara içler acısı. Orman diye girdiğim yer şantiyeymiş meğer. Bilinçsiz vatandaşlarımızın inşaat kalıntılarını buraya döktüğünü görüyorum... Deniz manzaralı yemek keyfi için sahil boyunca uzanmış restoranlara uğruyorum. Esnafın hepsi bizi tanır. Onlarla bir süre sohbet ettim. Turizm alanı ilan edilmesine rağmen sahillere hiçbir yatırım yapılmadığını, Kerpe’nin her alanının içler acısı bir görüntü sergilediğini Kerpe esnafı bir bir bizimle paylaştı. Kerpe’nin tercih edilmesinin tek gayesi ise doğal güzelliği ve kumsalının olması. Buraya ciddi yatırımlar yapıldığında Türkiye’nin tatil beldeleri arasında yer alacağından hiç şüphemiz yok… Ama turizm alanı ilan edilmesine rağmen hiçbir çalışma başlatılmadı. Sağlık Ocağı, bankamatik, PTT şubesi, eczane gibi en önemli kurumlar hala görüldüğü üzere Kerpe’de yok. Diğer bir bölge olan Cebeci’de ise var olan sağlık ocağı da belediye tarafından yıkım kararı alınmış. Belediye tarafından yıkılmak üzere. Üstelik yıkılması düşünülen bina yaklaşık 35 yıldır o sahilde muhtarlığa ve köye hizmet vermesine rağmen. Peki, neden bu kadar yıl sonra şimdi yıkılmak isteniyor anlamış değilim. Burada esnafın sıkıntılarını dinledikten sonra Kerpe’nin simgesi haline gelen güzelliğinin bir parçası olan kayalıklarına yöneliyorum. Kayalıklara vardığımda yaklaşık 8–10 m yüksekliğinde kartal kayası diye tabir edilen kayaya geliyorum. Burası gerçekten çok hoş görünüyor. Yaz aylarında kendine güvenen çok sayıda kişi tepesinden çıkıp atlıyor. Ben bunu ölüme dalış diye adlandırıyorum. Çünkü küçük bir denge bozulmasında büyük kırıklarla sonuçlanabilir. Kerpe’nin küçük oyuklarla oluşmuş kayalar, mağaraları andırıyor bana. Güneşin batışını kayalarda izlemeyi öneriyorum. O kadar hoş bir görüntü var ki... Güneş batarken balık tutuluyor, balıkçılar 3'er 5'er yerlerini alıyorlar salıyorlar oltalarını denize. Onlara rasgele diyip kayalardan ayrılıyorum. Karnım acıkmıştı artık. Kerpe’nin o sokağında yemek yemek için bir birinden güzel yerler var. Deniz, yemek yiyen insanlara şarkı söylercesine dalga sesleriyle çok güzel bir ortam yaratıyor. Yemeği yemiştim artık. Beni gören herkes Kerpe’nin durumundan yakınıyor, bu durumu kaleme almamı ve yetkililere duyurmamı rica ediyordu. Nereye baksam gerçekten Kerpe’ye yakışmayan manzaralarla karşılaşıyorum. Halkımızın bu şikâyetlerini başta Sayın İbrahim Karaosmanoğlu’na, Kandıra Belediyesi’ne ve Kandıra Kaymakamı’na duyurmak adına kaleme alıyorum. Umarım bu yetkililer halkımızın şikâyetlerini tespit eder ve Kerpe’ye yakışan hizmeti en kısa zamanda sunar.

YORUMLAR

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Yukarı ↑