Kılıç Elektrik
Eriş Organizasyon (Sol 3)
Ata Fırın
Yaman Teknik (Sol 6)
Tonguçlar (Sağ 1)
Dinç Mühendislik Masaüstü
Dönmez İnşaat (Sağ 5)
Ünal CANKURT
Ünal CANKURT

Kişisel ve kurumsal kimliğin farkına varamayanlara

16 Şubat 2011 Saat: 19:40
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 4.292 kez okunmuştur

Kandıra’da kurumlar, dernekler vakıflar sürekli bir ikilem içinde bölünmeye başladı. Bu bölünme sürekli tartışmalara, küslüklere, ortak karar vermeye engel oluyor. Bu içler acısı duruma zemin hazırlayan kişiler ise koltuklarından oturup bu keşmekeşi izlemekten keyif alıyor. Bu çok seslilikten istifade edenler güçlerine güç kattığını düşünüyorlar. Değerli okuyucularım köşe yazıma neden böyle başladım. İlçemizde yaşanan siyasi dramdan gözlemlediğim bazı olumsuzlukları okuyucularımla paylaşmak istedim. Kandıra’da her şey ikiye bölünüyor. Bundan yüzlerce kişi istifade ediyor. Her iki taraftan nemalanarak kendi güçlerine güç kattıklarını sanıyorlar. Bu ikiye bölünmüşlük arasında kalmak ise hayli güç. Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Güzel’in mesaj çektiği burada bölme amacı taşıyan toplantılar yapıldığını belirtmişti. Siz muhtarsanız belediye başkanının toplantılarına katılıyorsanız siz başkanın yandaşı damgası yiyorsunuz. Zaten o toplantılara da herkes davet edilmiyor. Hal böyle olunca şu muhtar bizim taraftan, bu muhtar sizden diyerek bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu durumda kimileri gücüne güç kattığını düşünüyor kimileri ise hizmet alamamaktan çekindiği için sessiz kalmayı tercih ediyor. Kimileri ise menfaatleri uğruna sessiz kalıyor. Ama tek bildiğim bir şey var bu ikiyüzlülerin ileriki yıllarda ilçemizde nasıl bir hal alacakları. İlçemizde 96 muhtar hizmet veriyor. Muhtarlarımız her fırsatta birlik ve beraberlik için bir araya geliyor. Muhtarlarımız partili partisiz tüm davetlere katılıyor. Birileri muhtarların bu birlik ve beraberliği bozarak kendilerine puan katmak istiyor. Kendi oyunlarına muhtarları alet eden bir grup uyanık akıllarınca muhtarlar üzerinden kendi gücünü gösteriyor. Ben muhtarlarımızı öncelikle tebrik ediyorum. Çünkü tüm muhtarlarımız her davete katılmak için onlarca kilometre uzaklıktaki köylerinden kalkarak bu toplantılara katılıyorlar. Çünkü köyünü temsilen burada yer alıyor. Bunun bilinciyle bu davete katılıyor. Birileri de filan köyün muhtarı bizden diyerek övünüyor. Halkın oyuyla gelen muhtarlarımız kişisel sorunlarını partilerini bir kenara koyarak köylerinin adına bu davetlerde yer alıyor. Amaçları köylerini her alanda en iyi şekilde temsil etmek ve hizmet akışını sağlamak. Bazı muhtarlarımızdan örnekler alabiliriz. Mesela Hacımazlı Köyü muhtarı Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin imkanlarıyla köylerine cami yaptırmak için Kandıra-İzmit arasında mekik dokumuştu. Ve başarmıştı da. Daha sonra Kandıra Belediyesi muhtarın bu tavrına çok kızmış olacak ki “Sen beni nasıl hiç yerine koyar Büyükşehir’e gidersin” tavrında hareket ederek cami inşaatını durdurdu. Köy muhtarı ne yaptı sizce? Yapılması gerekeni yaptı. Tüm kurum kapılarını kişisel olarak değil bir köy muhtarı olarak çaldı. Farkında mısınız bilmem ama 96 muhtarımızın fikirleri de partileri de ayrı ayrı. İçlerinde bir çok siyasi partiye gönül vermiş ve fikirlerinin ayrı olmasına rağmen bir noktada birleşivermiş. Amaç ne? Köylerine bir nebze hizmet almak. Köy muhtarı kurumları, iktidar partisinin belediyesini ya da iktidar parti binasında hizmet için gittiğinde ne yazık ki bak nasıl ayağıma geldi tavrı takınan akıl yoksunu kişiler var. Bu kişiler halkın oyuyla gelmiş muhtarlarımızla dalga geçer tavırlarıyla kişisel egolarını tatmin ediyorlar. Bir muhtar halkın oyu ile seçilmişse her kapıdan köyü için hizmet ister. Şucu bucu yok . Çünkü tüm kurumlar ve siyasiler onun için bir hizmet kapısıdır. Kişisel olarak hiçbir yerde bulunmazlar. Kurumsal olarak köyünü temsil etmek için her davette her alanda köyü için canla başla çalışarak bir nebzede olsa gayesi köyüne hizmet almaktır. Şu örneği vererek yazımı bitirmek istiyorum. Nasıl ki bir şahıs ferdi olarak gelip ayağa kalkın dese kimse dikkate alıp umursamaz değil mi? Peki o kişi polis veya asker olsa. Kanun namına ayağa kalkın dese kalkarız değil mi? İşte burada demek istediğim şu ki kişisel ve kurumsal kimliğin farkına varamayanlar bunu en güzel o kurumdan ayrıldıktan sonra anlayacaktır. Ama ben şimdiden uyarayım dedim. O zaman çok geç olabilir…

YORUMLAR

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Yukarı ↑