Ramazan ayının girmesiyle birlikte Müslümanlar dini vecibelerini yerine getirmek için gayret sarf ederken, bu ayın feyzi ve bereketini kazanmak isteyen çok kişi de bu fırsatı en güzel bir şekilde değerlendirmeye çalışıyor.

Ramazan ayı ile birlikte tüm İslam âleminde olduğu gibi ilimiz ve ilçemizde de ummalı bir o kadar da tatlı bir telaş Ramazan’ın güzelliklerine güzellik katıyor.

İftarda misafirlerini ağırlayıp Ramazan ayına güzellik katanlar mı dersin, dostlukların pekiştiği, yüzlerin güldüğü bu güzel ayda birlik ve beraberliği sergileyen toplu iftarlar mı dersin…

Tabi ki on bir ayın sultanı olan Ramazan ayında sağlık sorunlarından dolayı veya gerekli mazeretlerinden dolayı oruç tutamayan vatandaşlar olabilir.

Bazen bu güzel ayı yok sayan kişilere de rastlamak mümkün olsa da onlara ön yargıyla bakmak yerine ‘bu Mübarek ayın hürmetine onları da önümüzdeki Ramazanlarda oruç tutup aynı safta namaz kılanlardan eyle’ diyerek Allah’ımıza dua etmeliyiz.

Bilindiği gibi Ramazan ayında bütün şeytanlar zincire vurulmuş, fakat bazı kişiler buna rağmen halen günah içinde olmak için adeta çaba sarf ediyor.

Ne diyelim…  Allah ıslah etsin!

Sahurda ailemiz ve çocuklarımızla birlikte yediğimiz iftar ne bereketli ki bunun feyzi ve bereketini daha iyi anlıyoruz sanırım.

Akşam iftar saatinde heyecanlı bir telaş sarar hepimizi…

Kimimiz fırınlarda pide kuyruğuna, kimimiz dostlarımızın davetlerine katılmak için yollara düşeriz.

Sofra başında ezanı beklemek bir başka güzel…

Duaların kabul olduğu işte o an önümüzde birbirinden güzel yemeklere sadece bakmakla yetiniyoruz.

Allah’ın emri olmadan soframızda bulunan hiçbir nimetten yiyemiyoruz.

Ezanla birlikte orucumuzu açarken o an ayrı bir keyif ve feyz alıyoruz.

Eski zamanlarda elektronik cihaz olmadığından iftar saatinde top atılarak iftar vakti belirlenir imiş.

Ramazan topu hala bazı il ve ilçelerde yaşatılsa da ezan seslerinin arasında top sesini duymak artık mümkün değil.

Bu ay aslında bize çok şey hatırlatıyor.

Oruçlu olduğumuz gün boyunca önümüzde, sağımızda, solumuzda bulunan tüm nimetleri görsek de alıp yiyemiyoruz.

Üstelik imkânlarımız varken…

İşte bu bana çok şeyi hatırlatıyor.

İhtiyaç sahibi kişiler maddi imkânları olmadığından tüm nimetleri görse de alıp yeme imkânı bulamıyorlar.

İşte bu anı Ramazan da yaşayıp ihtiyaç sahiplerini hatırlamak, fitre ve zekatınızı gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için ne kadar gönülden gayret sarf ediyoruz.

Tabi ki bu manayı bilip yaşamak o sorumluluğu üzerimizde daha etkin kılıyor.

Günü ve zamanı gelmişken sizlerle bir hikaye paylaşmak istiyorum;

Adamın biri şehir için minibüs şoförlüğü yapıyormuş.

Bütün gün direksiyon başında olduğundan sigarasını araç kullanırken içiyormuş.

Hem de Ramazan ayının içerisinde…

Bir gün müşterilerinden biri şoföre seslenmiş; “Şoför bey, mübarek Ramazan ayında bütün yolcular oruçlu. Siz sigara içmeye utanmıyor musunuz?”

Şoför de geriye dönerek yolcuya; “Allah’ın bildiğini kuldan mı saklayacağım. Ben oruç tutmuyorum” diyerek tepki gösterir.

Yolcu bunun üzerine; “Şoför bey, o zaman üzerindeki bütün kıyafetleri çıkartın. Allah onları da biliyor” diyerek Allah’a ve kula olan saygının önemini bu şekilde sergilemiş.

Çok keyif aldığım bir hikaye olduğu için bunu siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istedim. 

Tüm İslam aleminin Ramazan ayı olan bu mübarek günlerini kutlar, Ramazan Bayramı’nda dost ve sevdiklerinizle en güzel bir şekilde bayram geçirmenizi temenni ederim.