Bir zamanlar halka tepeden bakanlar şimdi ise toplumda kendilerine yer arıyorlar. Bir de siyaseti halka hizmet için yapanlar bu gün her alanda parmakla gösteriliyorlar. İşte siyaset böyle bir şey.

Bazı siyasileri görüyor ve izliyorum. Çok komik davranış ve tutum sergiliyorlar.

Aynı parti mensubu olmalarına rağmen cadde ve sokaklarda partilerinin değişik kademelerinde görev alan kişileri kötüleyerek kendilerini başarılı göstermeye çalışıyorlar.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

Teşkilatçılığın ne olduğunu ya onlar bilmiyor ya biz.

Partinin ideolojisine gönül vermişsen, siyasi liderin ve yönetimin aldığı kararlara saygı göstermelisin.

Kandıra’da Ak Parti, CHP ve MHP şu günlerde kendi içerisinde muhalefetlik yaparak partilerine ne kadar çok zarar verdiklerinin farkında bile değiller.

Bu kişilerin amaçları ne peki?

Parti ideolojisine saygı göstermeyen, liderinin ve yönetimin tercih ettiği kişiyi sosyal medyada, kahve köşelerinde kötüleyerek bir yere gelmek isteyen sözde siyasetçiler siz zannediyor musunuz ki amaçlarına ulaşacaklar.

Uzun yıllardan beri siyasetin nabzını tutmaya çalışan naçizane bir gazeteci olarak gözlemlerim teşkilatçılık bilinci olmayan siyasetçiler hep kenara konulmuştur.

Onlar siyaseti liderlerin ve davalarının doğrultusunda değil kendi menfaatleri için siyaseti kullanmışlardır.

Teşkilatçılığı bir kardeşim bana şöyle anlatmıştı;

Siyaset acımasızdır, hiç sevmediğiniz hatta yanyana dahi gelmek istemediğiniz birini parti lideriniz ve teşkilatınız önünüze koyar. Bu sizin milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi hatta ilçe başkanı adayınızdır der.

İşte teşkilatçılık burada devreye girer. Liderinizin öngördüğü bu isimler için çalışmalara katılabiliyorsanız, partinizin bu adaylarına oy isteyebiliyorsanız, tamam siz teşkilatçınızdır.

Böyle değil de yok efendim bu benim sevmediğim, beğenmediğim kişi nasıl bu makama aday gösterildi diyerek parti içi muhalefetlik yapmak hatta ve hatta başka partilere alttan alta çalışmak sizin partinizin ideolojisini benimsediğinizi değil kendi menfaatiniz için partide olduğunuzu gösterir.

Tabi ki parti içerisinde farklı sesler çıkacak. Bu fikir ayrılıkları dışarı yansıtılmamalı.

Ancak görüyoruz ki bırakın dışarı yansıtmayı diğer partilerin veremeyeceği zararı aslında bu kişiler kendi partilerine o kadar çok zarar veriyor ki sormayın gitsin.

Bir siyasetçi, partisi içerisinde onu bunu kötüleyerek kendini yüceltme yerine verilen görevi yerine getirse teşkilatı da seçmeni de bu tür kişileri hep öne çıkartmış ve çıkartacaktır.

Geçmişe bir bakalım öfkesine yenik düşen siyasetçiler, partilerinin kararlarına saygı duymayan ve kendi bildiklerini okuyan kişiler kaybolup gitmişlerdir.

İlla ki kendinizi öne çıkartmak istiyorsanız; teşkilatın verdiği görevi tam manasıyla yaparak ve rakip partilerin yanlış politikalarını eleştirerekkendi partinizi ve şahsınızı öne çıkartabilirsiniz.

Ben bu güne kadar kendi partisi içinde muhalefetlik yaparak başarılı olan siyasetçi hiç görmedim. Belki kısa süreli başarılı gibi görünseler de sonları hep hüsran olmuştur.

Siyasette başarılı olmak için önce siyasi ahlak ve teşkilatçılık bilinci olmalıdır. Bu iki temel kavramın olmadığı yerde başarı beklenebilir mi?