Ünal CANKURT
Vatandaş partiyi değil, doğru politikayı benimsiyo
25 Mart 2015 Saat: 11:13
7 Nisan 150 milletvekili aday adayının umudu oldu. Ak Parti, CHP, MHP, SP ve diğer partiler ve bağımsız milletvekili aday adayları, 7 Nisanı dört gözle bekliyor. Kimileri kendinden emin, ben ilk 11deyim diyerek rahat tavırlar sergiliyor. Kimileri ise ilk 11de yer alabilmek için kapı çalmaya devam ediyor. Ak Partinin politikası Türkiye genelinde çok takdire şahan bir durum olarak nitelendirildi. Bugüne kadar vekil aday adayları partinin temayül yoklaması ile belirleniyordu. Ak Parti bu yıl sivil toplum örgütlerine de bu imkanı sunarak tüm halka Ak Parti saflarında kimi milletvekili adayı görmek istersiniz diye sivil toplum örgütlerine sordu. Sivil toplum örgütleri bu durumdan o kadar memnun ve mutlulardı ki, ilk kez bir parti tarafından fikirleri sorulmuş ve geçtiğimiz Pazar günü Türkiyenin her köşesinde bu fikirlerini beyan etmek için sandık başına koşmuşlardı. Ak Partinin politikası Türkiye genelinde bu tür açılımlarla tüm halkı kucaklıyor ve benimsiyor. Bugüne kadar hiçbir muhtar Cumhurbaşkanı Sarayında konuk edilmemiş, Cumhurbaşkanı tarafından muhatap alınmamıştı. Aslında muhtarlarda görevinin tam anlam ve önemini bilmediklerinden bugüne kadar siyasi ve idareciler tarafından hakir görülüyordu. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan, Türkiyede bulunan tüm muhtarları bölge bölge ayırarak sarayında konuk ediyor. Bugüne kadar cumhurbaşkanlığına hiç çıkmamış muhtarlar, ilk kez Cumhurbaşkanlığına konuk olmuş ve Cumhurbaşkanıyla el sıkışmış, birlikte yemek yemiş ve fotoğraf çektirmenin keyfini yaşamış, muhtarlığın önemini bu vesileyle daha iyi öğrenme fırsatını buldu. Bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı Sarayına kimler çıkardı, sizler daha iyi biliyorsunuz... Artık mahallelerimizin, köylerimizin önem ve anlamını Cumhurbaşkanlığı Sarayına çıkmasıyla halkımızın daha iyi anladığını düşünüyorum. Yani kısaca abartmış olmayalım; muhtarlar meğer bizim vekillerimizmiş
Seçim sürecinin hız kazandığı şu günlerde herkes ayrı bir alanda çalışmalar içerisinde bulunuyor. Bakıyorum; eskiden particilik her şeyin önündeydi. Hatta çoğu kişiden şunu duyardım. Ben doğdum A partili, ölürüm A partili
Partilere bu kadar sağlam ve gönülden sarılır, partisi için gece gündüz çalışırdı. Şimdilerde bakıyorum; A partinin adamı B partide. B partinin adamı C partide
A partinin seçmeni B partide, B partinin seçmeni C partide
Yani artık o eski particilik bitmiş, yerini nasıl değerlendirirseniz değerlendirin, artık onlar almış
Şimdi bu parti adaylara sorsanız, sizin bu partide ne işiniz var diye, sorduğunuza da soracağınıza da pişman olursunuz. Neden mi? İşte aradaki fark bu, politikacı olmak böyle bir şey
Başarılı ve güzel insanlar hangi partide yer alırsa artık halkın partisi o oluveriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse bence de böyle olmak gerekiyor. Neymiş o eskiden ben bu partide doğdum, bu partide ölürüm! Yanlışın yanında yer alınmaz. Partin yanlış yapıyorsa yanlış politika içerisinde bulunuyorsa senin orada durman ve partini savunman ne kadar doğru
Bizler A parti, B parti önemsemeden ülkemize ve milletimize bizim örf ve adetlerimize sahip çıkan genel başkanların arkasına düşer, oyumuzu aslanlar gibi kullanır, fikir ve özgürlüğümüzü bu şekilde sandıkta temsil etmiş oluruz. Bu seçimlerde de böyle olacağına inanıyor, herkesin genel başkan ve adaylarına göre partisinin olacağını düşünüyorum
Kandıranın Sesi, Haberin Doğru Adresi Tavsiye Formu
Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
Yazarın Diğer Yazıları